ANASAYFA  |  ÖNERİ VE ŞİKAYET  |  İLETİŞİM

BİYOGRAFİ HABERLER MAKALELER GİYOTİN HAVUZU İLETİŞİM
UFUKTA GÖZ KIRPAN | HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi
  KADROMUZ
 
UFUKTA GÖZ KIRPAN

FAŞİZME RAĞMEN...

 

  KADROMUZ
 
UFUKTA GÖZ KIRPAN
 

FAŞİZME RAĞMEN...
 

 

 

BİZ gene de , yarınları isteyelim ve üzerine titreyelim...

 

İST. Beyoğlun'daki meşhur EMEK sineması , o günlerde , dörtlü ses sistemi getirmiş, o dehşetli kaneviçe gibi  süslü salonunun dört köşesine ustaca yerleştirmiş, çok patırtılı bir fimle yeni tekniği tanıtmak istiyordu , elbette. 

AMARCORD 'u uygun görmüşler.

1978 ya da 79 baharı olmalı...

Benim o saatte, ne AMARCORD'dan ne de FELLINI'den haberim var.

Şiir yazıyorum, yayınlıyorum, ufaktan tanınmaya başlamışız  ya...Utandım FELLINI'yi bilememeden dolayı.

Meraklı bir arkadaş sinema dergileri falan getirdi talebe evimize, oturduk FELLINI ve AMARCORD çalıştık veee...Büyük İTALYAN sinema ustası, yönetmen. Ölmeden bir film yapayım, şanım yürüsün.

BÖYLE çıkmış ortaya AMARCORD.Ustanın doğup, büyüdüğü şirin mi şirin fakirce bir İTALYAN sahil kasabasında çekilmiş AMARCORD.

Ama dört mevsimi içine alacak şekilde ve her mevsim,adeta bir ŞİİR mübarek.Vakit, avrupada FAŞİZMİN yükseldiği dönem ve İTALYA'da MUSSOLİNİ adlı bir hırbonun iktdara yürüdüğü , taraftarlarına KARAGÖMLEK-- KARA CAKET(!) giydirip, millete toplumsal KORKU saldığı günler.Dört gözle filmi izliyoruz,hafifçe önümdeki koltuğun sırtlığına başımı yaklaştırıp, hesapta sahneleri daha iyi göreceğimi sanıyorum.ANCAK, akşamları,KASABALI saatli meydanda toplanıp, mandolinle NAPOLİTEN ( napolili demek ) şarkılar söylüyor ama hemen her gece, geç vakte doğru,kapkara caketli bir kara motosıkletli geliyor, gözlerinde kara gözlükler.

Meydanda , harrr harrr diye motoruyla bir iki tur atıyor.Millet donuyor korkudan.Çeşmenin başında bir duruyor, şööööyle bir kesiyor şarkı söyleyenleri, Ardından basıp gidiyor, ben de,çook kısık sesle, "Yav, usta bir şey anlatmak istiyor bu kara caketliyle,acep nedir diye mırıldanıyorum"."O", önümdeki koltukta oturuyor ve benim mırıldanmalarımı pekalâ duyuyormuş.

Ara oldu, ışıklar yandı, ayağa kalktık. Tövbeeee. ATTİLÂ İLHAN meğer önümde...

""AAAA"" dedim , Atilâ İlhaaaan. Aramız bir kol boyu var,yok. Sorumlu bir öğretmen gibi, "Evet yaa, Attila İlhan,düşün bakayım önüme " demez mi??? Bizi kattı önüne, çıktık salona, çekti bir dip köşeye. Önce bir fırça kaydı bize."" Ayıp değil mi, o kara caketli neyim simgesidir , bir de üniversitelisiniz,okur yazar olacaksınız haaa"". Biz tabii ki dut ...Bülbül.

"" Ulan MUSSOLİNİ faşizmi, , FİLM diliyle , daha başka nasıl verilir keratalar" diye kulaklarımızı da çekmeyi ihmal etmemişti,allah var.

 

ADAM konuşuyor.

REFERANDUM diyor.

TEMEL hak ve özgürlükler diyor.

TÜRKİYE 'den çıt yok...

 

AMA biz ..........

 

Şimdi değerli bir kalemin , son derece şık bir yazısını size takdim ediyorum...

 

Buyrunuz...

==================================/====================================================== 

 

2008 yılından itibaren Türkiye ekonomisi için azap görünmeyeni değil açıkça görünen değişim ve reform ihtiyacının bir türlü siyasi iktidar tarafından kabul edilmemesi oldu. Türkiye ekonomisi için ihtiyaç duyulan bu yeni arayış geçen 7 yıllık süre zarfında Türkiye ekonomisi ile ilgili çalışan akademisyenlere, analistlere, üreticilere adeta kehanetin bir sonsuzluk içerisinde ancak yası tutulabilecek bir olgu gibi gözükürken 7 Haziran seçimleri Yaşanacak bir Türkiye diyerek umudu arttırdı.

 

Bitmeyen geceler, hatta gündüze dönen geceler için siyasi iktidar tarafından dayatılan dipte arayışa bir son verme ihtiyacı var. Artık dipteki arayışı bırakıp ihtiyaç duyulan yeni arayışa adım atma vakti.

Yeni arayışın amacı açık. Daha nitelikli yaşamlar mümkün. Daha nitelikli yaşamlara imkan verecek gelirler elde etmek mümkün. Daha nitelikli gelirleri elde edecek becerileri kazandıran eğitim sisteminin kurulması mümkün. Gençlerinin yarınına yatırım yapan eğitim sistemleri ile eş zamanlı olarak bugün yaşam kalitesini artıran kentleşme ve imar mümkün. Kısacası daha iyi bir gelecek mümkün.

Bu daha iyi geleceğin inşası için Türkiye’nin en temel ihtiyacı bütüncül bir yaklaşımla bir reform paketini ortaya koyabilecek ve ortaya koyduğu bu reform paketini uygulama iradesini gösterebilecek bir siyasi iktidar. Bu bütüncül yaklaşım ekonominin demokrasi ve özgürlüklerden bağımsız olmadığı, hukukun üstün olmadığı yerde yatırımların da olmayacağı, çocuklarına eğitim ile ihtiyaç duydukları becerileri kazandırmayınca yenilikçi üretim faaliyetlerinin olmayacağı gerçeğinin kabulünü gerektiriyor.

Reformların tasarımında böyle bir bütüncül yaklaşım ekonomik refahın artması ve bu refahın tabana yayılmasını mümkün kılacaktır. Böyle bir bütüncül yaklaşım her şeyden önce yapılan işe ve Türkiye ekonomisine yeniden güven duyulmasını sağlayacak ve reform paketinin etkinliğini garanti edecektir.

2004 yılından beri sürekli bir düşme eğiliminde olan tüketici güven endeksi güven duyulacak bir ekonomik reform paketine olan ihtiyacın göstergelerinden yalnızca birisi. Bütüncül yaklaşım gösteren bir reform paketi ile birlikte bu paketin uygulanmasını öncelikli görev edinecek bir siyasi irade gereklidir. Yeni arayış hem yeni fikirler ve bir reform paketi hem de bunu uygulayacak yeni bir siyasi anlayışı da içermeli.

Böyle bir yeni anlayış Türkiye’nin kendisine hedef olarak salt ekonomik büyümeyi değil nitelikli bir büyümeyi ve insanca yaşamı koymasını gerektirir. Ortaya konan hedeflere ulaşmayı sağlayacak reform önerileri ile halkın iradesine başvuran siyasetin de bu hedeflere ulaşıp ulaşılmadığı üzerinden değerlendirilmesi gerekir. Öyle ki, belki de değerlendirme çerçevesinin böylesine değişmesi de yeni bir arayışın bir parçası olarak düşünülebilir.

Böyle bir değerlendirmenin yapılabilmesi için ölçülebilir ve değerlendirilebilir bir hedef koymak gereklidir. O zaman yeni reform paketinin hedefi daha nitelikli hayatlara dair bir ölçüm olan İnsani Gelişmişlik Endeksinde Türkiye’yi şu anda olduğu 69. sıradan ilk 20’ye taşımak olmalıdır.

Bu hedefe ulaşmak için ihtiyaç duyulan reform paketinin ne olması gerektiğine dair arayış için uzağa değil, günlük hayatlarımıza bakmamız yeterli. Veriler de aynı yöne işaret ediyor. Uluslararası demokrasi endekslerinde (Economist Intelligence Unit) Türkiye 98. sırada ve hibrid demokrasi olarak tanımlanıyor; Dünya Hukuk Projesi 2015 verilerine göre Türkiye 80. sırada. OECD ülkeleri arasında Türkiye gelir eşitsizliğinde Şili ve Meksika ile birlikte ilk 3 ülke arasında yer alıyor. Cinsiyet eşitliği ölçüsünde Türkiye dünyada 125. sırada. Kadınların işgücüne katılım oranı Türkiye’den daha yüksek olan 131 ülke mevcut. Gençlerimizi kaybediyoruz, OECD ülkeleri arasında çalışmayan, çalışmadığı halde eğitimde veya stajda olmayan gençlerin oranı en yüksek ülke Türkiye. Uluslararası değerlendirme sınavı PISA’da eğitim alan gençlerimizin durumuna dair tablonun da aynı derecede olumsuz olduğu ortaya çıkıyor. PISA sınavlarında Türkiye ilk 40 ülke arasına giremiyor. OECD’nin ‘Yaratıcılık ve Problem Çözme’ konusunu değerlendirmek için yapılan sınavlarda öğrencilerimizin başarı oranı sadece yüzde 2,2 ile OECD ortalaması olan yüzde 12’nin çok altında. İhracatımızın içerisinde ileri teknolojinin payı yüzde 3 ile sınırlı. İlk 500 küresel marka arasında ise hiç bir markamız yer almıyor. Bu veriler ihtiyaç duyulan reform paketinin neler barındırması gerektiğine dair açık bir tabloyu ortaya koyuyor.

Ataol Behramoğlu’nun dizeleri ile bitirelim.

Bir halkın oğlu olmak, ona ilişkin ne varsa bilmek değil midir?

Anlatabilmeli değil midir, ne varsa yaşadığı, düşlediği?

Yeni bir arayışla biz de bu halkın çocukları olarak yaşadıklarımızı anlatabilmek ve düşlediklerimizi gerçeğe dönüştürerek daha iyi bir yaşama hep birlikte ortak olmak istiyoruz.

 



Tarih : 04.01.2016
 

Yorum Ekle comment Yorumlar (0) 

 
  • Bu Habere Henüz Yorum Yapılmamış..!
 
FacebookTumblrTwitterGoogle BookmarkCompact
 


Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

    Bu Habere Henüz Yorum Yapılmamış..!



 
 HABERLER
 
SAROYAN’DAN
NAMRUN’A VE BANA DOĞRU 1

Tarih : 24.03.2025
Devamı...
 
 
ZAMAN BENİM TERKİMDE
AMANSIZ BİR YOL HİKAYESİ

Tarih : 16.03.2025
Devamı...
 
 
 
 MAKALELER
 
BİR EMİNE ROMANI
İÇ DÜNYA ÖYKÜSÜ

Tarih : 10.01.2024
Devamı...
 
 
sonbahara merhaba
candan ve gönülden

Tarih : 14.10.2023
Devamı...
 
 
 
 GİYOTİN HAVUZU
 

TUTUNAMAMAK
15. BÖLÜM

Tarih : 9.05.2025 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
16. BÖLÜM

Tarih : 23.11.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK
TÜRKİYE / SONBAHAR 1

Tarih : 21.10.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
8. KISIM

Tarih : 1.08.2024 |
Devamı...

 


 
 

 
 
ANASAYFA BİYOGRAFİ SIK KULLANILANLARA EKLE GİZLİLİK İLKELERİ İLETİŞİM


Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.

HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi | huseyinsungur.com © Copyright 2015-2025 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA