TÜRKİYE’de “” yaşayabilme” kılavuzu…

Herşey o kitapla başladı aslında.Yani durup durup kendime , kendi gözümle bakmaya çalışmak sıkıntısı.
Belkide pervasızlık , sistem dışına çıkma gayreti.SÜRÜDEN ayrılmak.
“FALIMIZDA Rönesans çıktı” diye uyarıyordu bizi “” FERHAN ŞENSOY” o kitapta.
Öyle ya , büyük TÜRK face/ yüzgörümlüğü filozofu BAATTİN de , tenbihlemiyor mu bizi yıllardır! 
Bu ülkede , dehşet bir yer altı örgütü var ve kimseyi kimseye bırakmıyoooorrr,bırakmadı , bıraktığı görülmedi diye ; elâlem gizli örgütü ,bizlerin aynaya bile bakmamıza karışan örgüt, nasıl osuracağımızın bile tüzüğünü yazan örgüt.
SABAHLARın sahibi.
KEZA akşamların da.
ÖKÜZ dergisine yazdıklarını , yapı kredi yayınları toparlamış, iyi de etmiş ve ortaya tadına doyulmaz bir FERHAN ŞENSOY SÖZ resmi geçidi çıkmış.
KIZDIRAN , güldüren,düşündüren ama her şeyden önce, bana göre, sapına kadar yaşama zevki ve inadı aşılayan yazılar.
BEN bu kitaptan , aşağılık kompleksine nasıl karşı konulur , onu öğrendim.
AŞAĞILIK kompleksi, bana göre, özünde KORKUDUR, yaşamama ve yaşatmama üzerine kurulu olduğunu düşündüğüm , bir ruhsal davranış tümelidir yani toplamıdır.
Yaşamın ruhsal / davranışsal anlamda amuda kalkmasıdır.Böyle olunca da, KAN, beyne , gereğinden çok fazla giderek , kendi halinde işini,gücünü gören beyni bloke edip, en geniş anlamda canına okuyor.
ORTALIK BERBAT ki ne berbat. 
AŞAĞILIK kompleksi, bu topraklara, nasıl musallat oldu diye düşünüyorum!
SADECE bu topraklara mı!
HAYIR , sadece bu topraklara değil. BÜTÜN doğuya ne zaman “musallat” oldu!
Şöyle de diyebilir miyiz!
DOĞU toplumları yani başta Osmanlı TÜRK toplumu olmak üzre, farsı / acemi , hindi,maçini, çini,japonu…
AFRİKA’yı saymıyor ve belkide doğruyu yapıyorum.Aniden bir parantez açıp, yutup nokta kom dolaylarından , aşağıdaki türküyü , gırtlağımda bir hıçkırık yumruğuyla , yutkuna yutkuna dinliyorum.
SİZ de dinleyin beee…

“” Bilirim güldürmez devr-i alemden
Bir günümü yüzbin zara yazmışlar…””

ABDAL gurubu , “” ervah-ı ezelden”” türküsünü söylüyor ve ben de ordan sizlere bir beyit aktarıyorum…
HOŞUMA gitti ; yazarken bir taraftan da dinlemek…

ZANNEDERİM bu aşağılık kompleksinin , KRİSTOF KOLOMB’un ,kendi kafasındaki yumurtaya denge hesabı yaparken, aklının cenderesini sıkan hindistanı bulurum yamukluğundan , Amerika kıtasını, çaktırmadan bulduğu zaman kesitinden itibaren ortaya çıkmış olabileceğini düşünüyoruz...
KOLOMB’un , bugünkü BAHAMALAR’daki, SAN SALVADOR adasına çıkmasıyla başlamıştır , doğunun ezeli ve ebedi AŞAĞILIK kompleksinin tarihi diye , ortaya , çok tarihi bir gıcıklık atabilmeyi ümid ediyorum.

ŞİMDİ meselâ:
AĞUSTOS böceklerinin yüzlerce yıldır yaptığı şamatayı, hiçbir DOĞULU’ nun merak edip de , ANLAMAK üzere, AĞUSTOS böceklerinin altına yattığını zannetmiyorum.
Bu duruma , DARYUSH SHAYEGAN’ın , “kültürel şizofeni” isimli kitabından cesaret alarak , müdahele ederek :
KONUYU açtığımız takdirde veyahut AĞUSTOS böceğinin altına yattığımızda, karşımıza çıkabilecek halleri,şu başlıklar ile sıralamamız mümkün görünmektedir:

Tarihte tatil
Kimlik kaybı korkusu
Gerçek hep başka yerde
Skolastik köhneleşme
Düşünceye geç kalmış bir bilinç
ALLAH stratejisi uzmanları…
( Bunların ayrıntılarını yazmamı isteyen kardeşlerimiz var. EN kısa zamanda yazacağım. Mwerak etmeyiniz...))

Bütün bunların “birgün” mutlaka “” peygamber efendi hazretlerinin”, sağlam bir kıyağının beklentisi içinde yaşamaya sevişmekten bitap düşmenin sonucunda olduğu kanısı, sabah sabah,yeryüzünü aydınlatmak gibi gereksiz bir işe soyunan güneş gibi aklımıza gülümsemiyor da değil.

KULAĞI çınlıyasıca TÜRKÇE öğretmenim Yalçın Hoca, sözlüye kaldırarak tapışladığı talebeye,mutlaka deyim ve metin içinde geçen “bilinmeyen” kelimeler de sormayı ihmâl etmezdi.
Ben de aynı yoldan giderek, SKOLASTİK kelimesini bilmeyen varsa, parmak kaldırsın diyorum,hatta gecenin bu vakti!
(( Saat tam Pazar gecesi, 23 59…))
Yavvv ne kadar parmak kalktı öyle!
Ama biraz makyajlı bir tarif yapayım diyorum…
“””Genel olarak Ortaçağda hakim olan Grek felsefesinin kavramsal araçlarından yararlanılarak oluş¬turulmuş Tanrı merkezli düşünce sistemini veya bu teoloji ağırlıklı felsefenin kullandığı yöntemi tanımlamak için kullanılan sıfat. “””
Şimdi SKOLASTİK için de vazifemizi yaptığımıza göre, beyinlerimizin daha fazla KARIN DEŞEN JAK veyahut kurbanlarını alınlarından çivileyerek mevtaalayan TOROS canavarı gibi mağdur edilmemesini sağlayarak…
TÜRKİYE deneme devleti için ,düşündüklerimizi sıralayabilir miyiz!
UMARIM bu yazı yayınlandıktan sonra da yazılarıma devam edebilirim hürriyetimin teminatı olan hürriyetimin yokolması düşünülmez inşa’Allah!!! ???
MEDENİYETİMİZin başı daima ,devletle dertte olmuştur diye bir cümle kurmama aldırmayın.
Bugüne DEĞİN BAY medeniyetin ( kimbilir belkide bayan ) başının bırakın devletle dertte olduğunu, nerede olduğunu göreni bildirmemiştir TARİHÇİ babalar.
DEVLETLE başı dertte olan esas oğlan BİZİZ dir.O YÜZDEN de , kendimize uygun , kafamıza göre takılarak , bir DENEME devletini nasıl kotarabileceğimizi , sağda solda devlet adına takılan bir yığın bokyedi başıya göre, vallahi de billahi de çok daha güzelini yaparız.
YAPACAĞIZ DA…
Bundan böyle bu yazı dizisinde, TÜRKİYE deneme devleti ÖNCÜ örnek olarak , TARSUS ilçesi üzerine yoğunlaşacağız.
HABERİNİZ olsun…