Evet , bugün içinde bulunduğumuz devlet yönetimini( şayet devlet varsa ortada ) yahut sürgitini, RTE devleti olarak tasvir etmemizde bir sakınca yoktur zannederim.

Biz tasvir etmeye ediyoruz da, “rte” safında el pençe divan duranların , (( GÖZÜMÜN ÖNÜNDE VE HEMEN HERGÜN  )) gerçeklerden hızla uzaklaştıklarını ve bundan da büyük hacimli, tuhaf bir ruhsal HAZ duyarak CİNSEL HAZZA yakın gerildiklerini , fiilen yaşadığım için,   biliyoruz.

İşte , SÖMÜRÜYÜ betimlemeden (( izah etmeden)) önce , mutlaka bu görüntüyü  anlamak zorundayız…

ZİHİN çarpıklığı ; NEREYE ait olduğun bilememek ,ARAP mı, TÜRK mü, Kürt mü, Zaza mı!!!

 Bir taraftan gôya GELENEKSEL aile yaşamının içinde durmak,topluluktan yani AKEPELİLİKTEN uzaklaşmamak, öbür taraftan da “modernitenin” sağladığı her türlü alet-edevat-iletişim cihazları-bilgisayarlar ‘dan geri durma yani tüket de tüket.HANİ birkaç gün önce,afganistandan galiba, bir takım” batılı” alet ve edevatları / çanak anten- dekoder-cep telefonu vs// gibi aletleri, sözde BATIYA duydukları kin ve nefretten dolayı , KÖY meydanında, çoluklu çocuklu kırıp, parçalıyorlardı ya!

Bunlarınki de o hesap!

Sony’nin, Samsung’un çok da zykindeydi zaten…

NEYSE …Biz sömürüye geçelim…

1-Zamanında, (( 1900lerin ilk 15 yılı içinde )) ufacık tefecik ENVER PAŞA’yı  , alamanlar, gaza getirip, imparatorluğun başına belâ ettiklerinde,PAŞA, bunu ciddiye almış, hatta alamanların , artırdıkları  gaz AKIŞ(!) seviyesiyle birlikte , berlinde , hususi surette bastırdıkları  ENVERLAND ( enverin ülkesi, toprağı ) kartpostallarını  da gördüğünde , kimbilir PAŞAMIZ’ın (!) ufacık tefecik aklından ,neler neler de geçmiştir…

2-Devletin ne  olup olmadığı, yüzlerce yıldır üzerinde tepinegeldiğimiz bir konudur.Eflâtun amca , İbni HALDUN,  ,Nizamülmülk, Makyavel gibi kelle adamların devlet tasvirleri doğrudur,hoştur da. AMA ben en çok “” KIRAL MARKS””ın betimlemesine tavımdır.

“ Devlet,TOPLUMDA ,  belli bir sınıfın –sosyal zümrenin ,diğer SINIF – YAPI- KATMANLAR üzerindeki baskısıdır” şeklindeki tasviridir …  Bugün ÖZELLİKLE son beş yılımızın KILCAL kan dolaşımına baktığımızda , kamu kaynaklarının hiçbir zaman görülmediği kadar , belli bir ZÜMRE tarafından sömürüldüğünü görüyoruz. ELBETTE bu sömürüden elde edilen KAZANÇ, tek başına , KAZANÇ sahibi tarafından tasarruf edilmeyecek, bu ALTYAPIYI hazırlayan egemenler tarafından da HAM edilecektir.

KISACA , kuruluş dönemindeki , OSMANLI devlet anatomisine yani DEVRİ DAİM kaportasına bir bakalım(mı)…

PİRAMİDİN tepesinde sultan görülmektedir.

SOL alt köşede “” KUTSAL savaşçılar””  yani GAZİYANI RUM ( AKBUDUN) ,sağ alt köşede DİN ULULARI yani ABDALANI RUM / BACİYANI RUM ( karabudun ) şeklinde düzenlenmiş bir siyasal yapı ile karşı karşıyayız.

Burada bir miktar sert tavır  GÖSTERMEK  zorundayım zira ülkemizde , KORAKOR , gözü kapalı islâm ve Osmanlı tapınıcıları , bütün bu yazacaklarımıza İFRİT olacaklarını biliyoruz.

NEDENİ çok basittir bizce!

ZİHİNLERİNİN daima belli bir harita ile bilmeden-sormadan- anlamadan-eleştirmeden – merak etmeden BOCA ettikleri sözde bilgi ile çerçöp dolu olmasından dolayı,kendileri gibi olmayan insanların , doğruya , doğruyu bulmaya  karşı  gayretlerine duydukları,aslında bilinçaltı yüksek bir KORKUDUR .

Bu KORKUYU bertaraf etmenin yegâne yolu, çaresi, ayaklarının altından KAYAN  toprağı sabitleyebilmek için, her fırsat KİNDARLIĞA- ÖFKE NÖBETLERİNE- KÜFRE- AŞAĞILAMAYA  yaslanmak şeklinde bir tavırla, akşam eve geldiklerinde, ANCAK bu şekilde kendilerini kendilerine KANITLAYABİLECEKLERDİR.

Bu şekilde , kendilerini biçimsizleştirdiklerini, değersizleştirdiklerini kavradıkça, hınçlarını hacmi de yükselmektedir.

Anlaşılması gerek temel insanî tavır şudur…

Ne haçlı seferleri, ne de başka din kökenli savaş-gaza-vs gibi insan hareketlerinin özünde, YÜKSEK ahlâki/ insanî/ vicdanî  duygular vs yoktur.

Bunların tamamı, kalabalıkları hareket ettirmeyi iyi bilen insanlık  düşmanları tarafından  düzenlenmiş cinayet şebekeleridir.

Yapılanlar da düpedüz SERİ CİNAYETTİR.

İnsanları bu şekilde kandırmanın da yolu, ona , ŞEHİT  olacaksın- ebedi cennette karıları kızları, sabah akşam zykeceksin , büllüğün de hiç inmeyecek şeklinde  ahmaklıkları sunarak , güle oynaya ölmesini sağlamaktır.

Neyse.

Bu bölümü, elbetteki OSMANLI sömürüsüne , son derece bilimsel bakan Âşıkpaşazade’den alıntı ile bitirip, takip eden bölüm hazırlığı yapalım :

“” Kuruluş d öneminde zapt edilen para,ele geçen YAĞMA MALI , ülüş payı vs., belli kurallara göre yapılırdı.

Ancak ORDU , bazen aç kalabilirdi. O zaman YAĞMA gündeme gelir, asker, ne bulursa siler,süpürür , toplar götürürdü.”

ÂŞIKPAŞAZADE, bu durumu “ Gaziler doyum oldular “ (***) şeklinde özetleyip, bir de beyit düşürüyor rahmetli:

Az zamanda ol bölük

Yoksul iken olduk melik(**)…

(***) Bugün kimlerin , nasıl ve ne kadar SÖMÜRÜ sayesinde “” doyum olduklarına” bir bakın diyeceğim de , gene AKİSTLER bana küfredecekler. Ulan götündeki donu da çalıyorlar ,haberin yok hırbo,dön de götüne bir bak Allah aşkına,elektirik kaçaklarını sadece ben mi ödeyecem!!!

(**) Melik sultan demektir…