şeklinde başlayan yazıma , bir arkadaşım(!) ,

bana tarih dersi vererek , adeta ahmak yerine koyarak, aşağıdaki tenbihi eklemiş :

“” hüseyincim tarihçiler son beşyıl için ne yazarsa yazsın pek önemli değil millet 2002 öncesiyle sonrasını kıyaslayınca her şeyin farkına varıyor atatürkün armağanı olan egemenlik kayıtsız şartsız milletindir sözüne inat demokrasiye balans ayarı yapılmasını başörtülüannelerin evlatlarının diploma törenine alınmadığını insanların evlerinden alınıp kafalarına kurşun sıkılıp faili meçhul diye 14 bin kişinin öldürüldüğünü devlet hazinesinin bir gecede yüzde onbinler faiz yaratılarak soyulduğunu 5 milyar dolar borç için amerikanın kapısında el pençe divan durduğumuzu devleti yönetenlerin birbirlerinin yüzüne kitap fırlattığını ve bu yüzden ülkenin bir günde fakirleştiğini bu millet unutmadı ve unutmayacaktır tarihçiler asıl o zamanki türkiyeyi yazsınlar bi zahmet.....”””

Son yazdığım yazının altına bu “tenbihi” yazan arkadaşım(!) için ,
bu tenbihin üzerinde biraz eyleşelim mi, eyleşmeyelim mi diye düşünüyorum.

BENCE gerek yok.

2002 den önce bu ülkede HIRSIZLIK vardı, 2002 den sonra , zerre miskal hırsızlık yoktur deyip, devlet idaresini BAŞÖRTÜSÜ özgürlüğüne eşitleyen "" bu kafaya…""

AHMET NECDET SEZER , rahmetli Ecevit’in yüzüne anayasa kitapçığı fırlattı diye YAZARLAR...

YAZMASINA da , DAVUTOĞLU'nu siktir eden cumhurbaşı için , dilleri gerisin geriye çekilir.
Çünkü sürü ve çoban ilişkisi önemlidir.

O ZAMANDA , “”FAİLİ meçhuller”” vardı, şimdi Allaha şükür MİS gibi bir Türkiye’de yaşıyoruz, keremine sağlık deyip…
BANA adeta ALİS HARİKALAR diyarında GİBİ bir TÜRKİYE’den söz eden cümlelere , benden sonraki yaşamında sonsuz esenlikler dilemekten başkaca bir şey gelmez elimden.

Benden bu kadar!

ALLAH beterinden saklasın bu ülkeyi.

ŞAYET birlikte batarsak ki, batılırsa birlikte batılır , gözüme görünmesinler.

ZİRA devletimin , ulusumun esenliği konusunda,mezardaki babamı bile tanımam...

BİLİNSİN...