TANRI KIRALLAR ve

imam hatip cumhuriyeti

Geçen yazımıza atıfda bulunarak , biz , gene “tanrı kırallar” ve ayrıntılarına devam edelim.
ÖZGÜRLÜKTEN Kaçış’ın yazısı hazır fakat ertelemek niyetindeyim.Ufak bir ekleme yapmak geçti içimden, gördüğünüz gibi “imam hatip cumhuriyetini” yazıyorum.
Ne dersiniz!
Evet maç başlıyor.
ŞAHSEN Avrupa uygarlığı deyince, ADRESİ viyanadan başlatmak ısrarındayım. Arnavutluk dahil BALKANLARI,Polonya,ispanya,Portekiz, rönesansa rağmen italyayı avrupadan saymıyorum.Yani o “özgün” Avrupa uygarlığı kavramının içine almıyorum.
Abartıyor muyum! Sanmıyorum.
Peki o zaman , bence Avrupa kim!Önce coğrafi olarak nereleri imliyorum( işaret etmek ) , onu belirtelim:
Avusturya-fransa-hollanda-tuhaf ve garip belçika(*)- lüksemburg-almanya-izlanda-litvanya-estonya-letonya-finlandiya-isveç-norveç-danimarka.
(*)1830’a kadar ,dünyada BELÇİKA diye bir devlet yok.Birleşik Hollanda kırallığı içinde, bir küçük vilâyet BELJ bölgesi.Bir takım mason-kason oyunları sonucu, 4 Ekim 1830’da birleşik Hollanda kırallığından ayrılıp , Belçika kırallığı adını alırlar ve 1839’da da tanınırlar.
(Azcık tarih okuyun,edebiyat okuyun, zihniniz açılsın. Yaşam,sadece tuhaf öbür dünya hurafeleriyle , adam başsı günde kaç adet kadın syyykeceğinizle sınırlı değil. Hacılarınız,hocalarınız sürekli syyykkknizin öbür dünyada nasıl olacağından,söz edip duruyor ya!O bakımdan parantez içi belirtiyorum.)
Şimdi bu belirttiğim Avrupa devletleri içinde,Finlandiya ve Baltık ülkeleri , GALİBA, elleri hayli temiz olanlar.
Yani klasik KAPİTALİST sömürü sürecinin içine girip, öteyi beriyi düdüklememiş , digerleri gibi.
Bir de Hollanda var.O düdüklemiş ama KAN dökmemiş hiç olmazsa.Zira adamların tarih boyunca, ORDULARI olmamış.
Nihayetinde , nelerin nasıl yapıldığına bakmak durumundayız.
Bütün bunlar olurken, yani AVRUPA, ufaktan KAPİTALİZM şafağına DÜMEN kırarken, evvelâ uyarımızı yapıp, sonra ağır silahlarımızı kuşanalım.
Bugün yerküremiz, adına KAPİTALİZM denilen,insansoyunun gelebildiği en uç iktisadi-sosyal düzenekle yaşaya kalmaktadır.Bu dairenin şöyle ya da böyle dışında durmak …
Veyahut baskıcı unsurlarından etkilenmemek isterseniz:
AFGANİSTAN düzeyinde, GEÇİ otlatmaya devam edip, emerikaya bolca esrar ekip , durursunuz!
Ya da KUZEY KORE’de , KIM IL adında bir manyağın elinde, belki bir nükleer güç olabilirsiniz ama , evrenin unutulmuş ve yalıtılmış bir köşesinde duran bir gök cismi gibi yalnız başınıza kalırsınız.
Recep Tayyip ve adamları tarzı bir ekonomik-mali anlayışı ise,ancak gizli kapaklı ve örtülü, HARİCİ/dışsal dolar yardım ve kıyakları ile bir yere kadar götürebilirsiniz.
Biz gene de uyarımızı yapalım:
“Arkadaşlara talimat verdim,yarın enflasyonu düşürecekler”.
Kenan Evren’in , 12 Eylül’ün ilk yıllarında edilmiş bir sözü.
Yanına , daha eskiden bir bayram şekeri vereyim mi!
“Bu kış Türkiye’ye komonüzim gelecek”.
Celâl Bayar( galip Hoca), 3. Cumhurbaşı.
Lâfı uzatmayalım; odunu aday göstersem, seçerler.
Bu değerli sözü de, hangi “değerli” devlet böyüğümüzün söylediğini de, bîzahmet,siz buluverin.
Evet, tanrı kırallımıza ait, birbirinden hoş ve akıl dolu cümlelerimizi aktardık ve şimdi sıra:
Evet, Avrupa kapitalizme yönelirken,küçük Asya’da kurulu, kimilerinin OTTOMAN kimilerinin de TURCHIA dedikleri hükümdarlıkta neler oluyordu!
AVRUPA’da 1500lü yılların başlangıcındayız.
Maliye ilmini o denli iyi bilen(!) HÜKÜMDAR ve yöneticilerinin bitmek,tükenmek bilmeyen öteye,beriye SEFER ( savaş çıkarmak ) icadını, KANI ve VERGİLERİYLE diremekten , yorgun argın düşen bir HALK, ANADOLU halkı, o zamanın belirteciyle REAYA…
Resmi tarihin , Osmanlı oğlancıllarının yalnızca ASİ diye nitelediği CELALİ isyanlarının başlangıcındayız.Reaya ve devlete yakın/uzak duran hizmetlilerin, birbirlerini boğazlamak üzere :
ÇİFT BOZAN levend-sekban topluluğu, GURBET taifesi…
Ehl-i Örf zümresi.Başkent İstanbul dışında bulunan, kendini , kendi başına hükümet işlerini yapmakla görevli sayan, bunun için her türlü “ DÜZENSEL-TOPLUMSAL” derin değişiklikler yaratarak,yıkıcı bir İÇSAVAŞ düzenlemeyi dahi göze alabilenler.(AAaaaa, bir şeye benzetiyorum ya…15/16 Temmuz mu neci…)
Altı-Bölük halkı(Kapıkulu süvarileri)
Medrese öğrencileri (Suhte taifesi)
Yeniçeri ve acemi oğlan geçinenler.
(Kaynak : Prf .Mustafa AKDAĞ)
Bugünün yöneticilerine ,dünden ilham alarak,tavsiye…Demekki sizler, ekonomi-maliye ve toprak düzenimizi,ağzınızla değil, AKLINIZLA yönetmekle sorumlusunuz.
( Büyük İngiliz devlet adamı Çörçil’in ,bir dışişleri bakanı eşcinseldir.
Muhalifleri, bir basın toplantısında, eşcinsel bakanı dillerine dolayınca, Çöçil, hayatta unutulmayacak bir karşılık verir…
“Evet,sayın bakan eşcinseldir.Ama unutmayın ki, biz ingilterenin dışişlerini ,sayın bakanın gıçıyla değil, aklıyla yönetiyoruz” der…
Ne dersiniz!)
Siz de ülkenizi , sizin yumurtalıklarınızı habire okşayan, arkanızdan , size sürekli YARI TANRI muamelesi yapanlara şirin görüneyim, egom zirve yapsın diyerek, bu yönde aptalca yönetirseniz….
TÜRKİYE, Gazi Paşa Hazretleri’nden bu yana, tribün/seçmen şakşakçılığı ile yönetilmektedir.
Bu yönetim icra edilirken, tabi ki bir takım doğru ve yararlı imar vs faaliyetleri de yapılagelmektedir.
“Bakın ne biçim duble yol yaptık, otoyol yaptık, köprü yaptık , değil miiiii” diye bas bas bağırmak, ancak vasatın( ortalama) altındaki bir zekâ sevyesinin , kendisinin de altındakilere bir propagandası olabilir.
TANRI kırallar ve benim ülkem.
Cümle kuramayan.
Yakın tarihi bilmeyen.
Padişahlara, sadece ve sadece , padişah oldukları için tapınan.
Arabın yaptıklarını, DİN diye algılayan.
“<İnsan kardeşlerim>”… 
Nihayet ,TAKKE düştü,kel göründü.
GAZİ PAŞAM, olmadı ağam…Bu toprakları , biliyorum, zamanın SELANİĞİ gibi şirin bir ortalamaya “Yükseltebilir miyim”” diye çırpındın.
Olmadı ağam.
Bugün ne haldeyiz!?
Kaç milyon Suriyelinin ülkemizde olduğunu.BİLMİYORUZ.
Bunların kaçı hayırlı,kaçı hayırsız.BİLMİYORUZ.
Devletimiz neden BEŞTEPEDEKİ binadan yönetiliyor.BİLMİYORUZ.
Bu durumda, parlementoya ve hükümete neden ihtiyaç var.BİLMİYORUZ.
1984 Ağustosu’nda , ERUH ŞEMDİNLİ karakol baskınıyla hayatımıza giren PKK, 14 senesi AKEPENİN olmak üzere, neden 32 yıldır aramızda!
ADINI ilkin 1978 yılı baharında duyduğum ve bazı polislerin göz altına alınmasıyla sonuçlanan, “” fetullahçı örgütlenme” , nasıl 38 yıldır aramızda. BİLMİYORUZ.
Başta mevcut cumhurbaşı olmak üzere, bir dolu seçilmiş ve atanmışın, FETULLAH BEY AMCA ile SALYA SÜMÜK , kucak kucağa resimlerinin yayınlandığını,kabak gibi görüyoruz.
Bütün bu danışıklı döğüşten, rabbim beni affetesin, aldatılmışım diyerek , kaidesini kurtardığını sanan bir cumhurbaşının,o makamda hangi 100le oturduğunu bilmiyoruz.

Bir muamma soruşturma , gerçekte üstü örtük bir cumhuriyetçi-ATATÜRKÇÜ avıdır , cadılaşmış halde sürüyor.
BİLİYORUZ.
Zira memleketin dağı/taşı imam hatipleşmektedir.
MEHEPE akepeleşmekte tam gazdır , CEHEPE sağır ve dilsizleşmekte.HEDEPE ve diğer “harici” unsurlar , ne tür bir ihanet tanzim etmenin en uygun olacağını, bir türlü kestiremektedirler.
İşte şimdi, tam da LÂNET zamanı…