GAZİ PAŞA , Osmanlı seçkinlerinin bolca bulunduğu, batıya en açık ve özgür şehir olduğunu düşündüğümüz SELÂNİK’te kendisini bulmuştur diyebiliriz.

PAŞA, bu kadar gayreti içinde , geriye yönelik olarak tarihimizi, perde arkasında olup bitenleri, satır satır bilemezdi.ÇATIRTISI ayyuka çıkan bir imparatorluğun son nefesinin içine doğmuştu.

GÖZÜNÜ açtı açalı,cepheden cepheye koşuşturan bir insana karşı, olabildiğince müsamahakâr / hoşgörülü / anlayışlı davranmamız gerekir.DEVE dişi tarzında yapılan ve yapılacak olan eleştirilerin alayı, kötü hem de ölümcül kötülük üzerine bina edilmiş mezarlık taşlarıdır ve gayrî insanîdir.

PAŞANIN en zayıf olduğu nokta, DİN alanıdır.BAZI dindar mel’unları astırmanın(*) yanı sıra,ileriki bir zamanda , bu mel’unların toprağa serptiği tohumların , yavaş yavaş çimlenip, nasıl bir bahçeye dönüşebileceğini hesaba katamadı.

(*) İdam cezasına karşı olduğumuzun altını çizmeliyiz.

O kadar patırtının içinde, bu ölümcül ayrıntının gözden kaçırılması, dönem koşullarına göre , normalmiydi(*) acaba!

(*) Dilbilgisi kurallarımız uyarınca, yanıtı cümle içinde gizlenen  soruların önündeki “mi” soru eki,  bitişik yazılır.

DİN, kendi başına bırakılmayacak kadar hassas bir alandı ve “” PAŞA””” , kendince bir önlem olarak ,BATI AVRUPA’da ,yıllarca oluk gibi kan akmasına neden olan KİLİSE savaşlarının , ATEŞKES sözleşmesi anlamındaki LÂİKLİĞİ,tepeden inme olarak, ANAYASA’ya koydurarak, düzenin sükûnetinin sağlanabileceğini düşündü.

OYSA, göz ardı edilen vahim nokta,batıdaki LÂİKLİK anlayışı veyahut gerekliliği ile bizdeki uygulamanın İÇERİK VARLIKLARININ , son derece FARKLI oluşuydu.BATI, lâiklik varoluşu, içinde bulunduğu KÜRESEL-EMPERYAL sömürü düzeni sayesinde , “” DİNİ”” yok etmeden , zaptederek,kilisenin “” DIŞINA “”” çıkarmadan , karşılığında da , belli bir ekonomik ranta RAZI ederek, sürdürüyordu.

Bu itibarla, artık ortalıkda, avrupayı kan gölüne çeviren, kıralları bile haraca kesen bir KİLİSE yokdu.

Bunun yanı sıra,tüm insanlığı tek tanrıcı saydığımızda (şayet sayarsak ) , Yahudi ve Protestanlara ( özellikle) , “Zenginler benim seçkin kullarımdır “ diyerek, HAFİF ibadet tapınmaları öneren , Müslümanlara ise “Bana yakın kullarım fakirlerdir”  diyerek,gayet ağır ibadetleri FARZ kılan , paradoksal-kafa karıştırıcı-adeta nifakçı bir tanrı profili ile karşı karşıya gelebiliyoruz.

Bu durumda, TEK TANRICI olarak çıktığımız anlama “yolunun”, bir anda çok tanrıcılığa dönüştüğünü fark ediyoruz.

Öyle ya, burada çeşit olarak ,uzak doğu ve maya-aztek-inka tanrılarını da dikkate alırsak :

TANRI VİŞNU-RAB YAHOVA- ADONAY-ALEMLERİN RABBİ-TANRI VİRAKOKKO(!) – ve adını hatırlayamadığım BAHAİlerin tanrısı.

Dolayısıyla ,insanın kafa karışıklığının artırılıp,inceden sömürülmesine son derece olanak  sağlayan , ORTAYA karışık alevli-mızraklı-hötzötçü ve fiiliyatta yaşanılan gerçeklikte, ÇOK TANRICILIK karmaşası ile karşı karşıyayız.

Bugün DÜNYA, kabaca açıktan hristiyanlığın, perde arkasında da ,Siyonist Yahudiliğin denetimi altındadır.Carcar edecek Müslümanlar, evvelâ SUUD kıralı SALMAN efendinin, ABEDEDE ki, yaklaşık 750 MİLYAR dolar tutarındaki MAL varlığının , kuran ve sünnet ışığında ,izahını yapmaları gerekir.SONRA, saygıyla , edecekleri carcarı dinlerim.

Bu,sadece ABEDEDE ki mal varlığı adamın.İki ay kadar önce de , ENDONEZYA diktatörüne gönderdiği , 640 milyon doları da dikkate almamız gerekmez mi!(*)

(( Benzer  bir çalışma, bay cumhurbaşı ile de ilgili olarak yapılamaz mı acaba!))

(*) Kaynak : EURONEWS haber kanalı, TÜRKÇE servisi.

Ülkemize, son yıllarda, ( elbette AKEPE iktidarı  bilgisi dahilinde ) , habire kaynağı meçhûl , ciddi yüksek hacimli , DOLAR girişleri oluyor.

Gogle hazretlerine ,yalnızca , SON YILLARIN CARİ DIŞ TİCARET AÇIĞI nedir ve nasıldır diye sormanız yeterlidir.Unutmayın ki, başımızda, “ciddi derecede “”iktisat” bilen bir cumhurbaşı ve beraberinde de başbakanımız var.Bizlerin onlardan daha iyi bilmemiz söz GONUSU olabilemez.

Hatta az önce, değerli cumhurbaşı sözÇÜŞÜNÜN , dolardaki sert ereksiyon ( yükselme, d,k durma ) halinin , mali nedeni hakkında, gönüllere su serpen NAZİhatlarını da dinledik “nitekim” dik durup, eğilmeziken…

Şimdi kısaca ZENGİNLEMELİ seçkin Yahudi ve hristiyanlara karşılık, kuru ekmek-kuru hasıra eşitlenmiş Müslümanlar.

Tabi ki kendi “ muhayyel” (*) tanrıları tarafından kurulan bir yaşam denklemi.

Bu fakir ve fukaralığı,elbette bazı müslümanlar kabûl etmeyip,kafire cihad edecekler(di).ZATEN Sünni dünyasının hayli gıcık kaptığı Dr. ALİ ŞERİATİ, “Muhammed kimdir” kitabında, peygambere ilk zamanlarda , katılımın son derece az olduğu, ancak KERVAN ve benzeri çapullardan elde edilen “””ganimetin” , katılımcılar arasında PAY edilmeye başlanmasını takiben, ganimetten pay alma ümidiyle ciddi bir katılım artışı olduğunu bildirir.

Tabi ki “” katı müslümanlar”” bu çapulculuğu SİZLERE, BİZLERE 100lerce yıl,KUTSAL savaşlar olarak yutturmakta hayli başarılı idiler. Bu “” başarılara” ,kendini kaybedercesine inanmaya hazır İNSAN altyapısı da hazır olunca …

Değme gitsin dedeciğim.

Hristiyanların çapullarını vs UNUTMUŞ değilim, zinhar ha…

Bugünkü kimi müslümanların yaptığı ( YAPTIRILDIĞI ) terör, daha bir süre denetimli islâmi terör olarak yeryüzünün başına belâ olmaya devam edecek.Karşılığında, HAÇLI seferlerinin yeniden düzenlenmesini sağlayacak ve zaten bu denetimli terör ile BATI silah sanayisini de, tepeden tırnağa beslemekte olduklarını , bir türlü  hatırlayamayacaklar.

(?) Bütün Ortadoğu kökenli “ VAHY” dinleri,temelde kan dökücüdür.Hiç bir dindar, İÇERİĞİ ne olursa OLSUN , bana pek bir masumane-barışsever ayaklara yatmasın.Kitapları ortada ,açıkca duruyor.

Bugüne değin HÜKÜMDARLIK(*) ertesi CUMHURİYET döneminde, topraklarımıza en ciddi   engellemeleri yapan , kimi DİN tacirlerinin tetkikatı-anlaması-derinliğine eşelenmesi , hakkıyla yapılmamıştır.

(*) Ben, CUMHURİYET dönemi öncesini, asla ve kat'a "" osmanlı" olarak kabûl etmiyorum. O bir " sözde" Türk hükümdarlığıydı.

Yapılması da pek beklenemezdi zira 1688 PASAROFÇA anlaşmasından , 1920 Yunan işgaline kadar süren , yaklaşık 250 yıllık sürede , hemen hemen her 20,25 YILDA bir çıkartılan savaşa , KAN deposu olarak SÜRÜLEN Anadolu insanı, anca bu kadar gelişebilir(di)…

GAZİ PAŞA ve kadrosu bunu bilemedi, göremedi.

Bugünün sözleriyle ilerlersek, varolan CEMAAT ve TARİKATLAR, cumhuriyet tarihinin KAÇAK GECEKONDU mahalleleridirler. Bu mahallelere, buna rağmen , riyakâr siyasiler, gün gelip, arlanmadan-yüzleri kızarmadan sadece su ve elektrik bağlatmakla kalmadılar, DEVLETİN bizzat eliyle ,  TAPU da verdiler.

Gün döndü, devran döndü:

Bu kaçak mahalleler , KAÇAK SARAY kurdurdular.

Sonuç olarak , hükümdarlık üzerine tesis edilen CUMHURİYET devleti, her yeni devlet gibi ,  bir projedir ve “ kendi eliyle “, devletin yeni TOPLUM yapısını düzenlemek ister.

Ne çare ki, bunda başarılı olduğu söylenemez.HALK evleri, millet okuma yazma okulları , cumhuriyet baloları vs., beklenen dönüşümü sağlamamıştır. Zaten sağlamasını da beklemek, saflık olurdu ve GAZİ PAŞA ve yoldaşları, bu saflığı yaşamışlardır.

Kısaca , bir zaman sonra bu topraklarda, İKİ FARKLI millet yaşamaya başlamış oldu.

Devam eden yazımızda, bu iki farklı milleti anlatmaya çalışacağız.