ANASAYFA  |  ÖNERİ VE ŞİKAYET  |  İLETİŞİM

BİYOGRAFİ HABERLER MAKALELER GİYOTİN HAVUZU İLETİŞİM
TARSUS BİR ATEŞTİR | HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi
  KADROMUZ
 
TARSUS BİR ATEŞTİR

UZAKTAN BAKARSAN EĞER / 29

 

Bir Ticaret Odası hadisesi

2.  ve son kısım

Yazmasam mı diye düşündüm bütün gün,( 07.12.2016), !!!

Yani  memleketin temel davranış-zihniyet yapısını, daha da hassas olaylar  ve bu olayların oluş , sonuçlanış biçimini yazmasam mı diye düşündüm!

(( Bu arada, CÜNEYT ÜLSEVER’in , artık sahaflara düşmüş kitabı TENEKE EVİN TORUNU’nu da, mutlaka okuyup, 80li yıllarda, memleketin başına ne biçim çoraplar örüldüğünü, birinci elden öğrenirsiniz.))

 

Biz size, memleketin TARSUS derler bir kısmında, kendi aralarında “kavga” edenlerin , üleşim/bölüşüm/ didişim  ilkelliğini anlatmaya çalışıyoruz.

Büyük resimler, mutlaka küçük resimlerin bir araya gelişiyle oluşurlar.

Unutmayın.

Ulus olarak en sevmeyip, korktuğumuz durum, hatamızın ya da hatalarımızın bize anlatılmasıdır.Biz, “ezelden” beri,neredeyse , HATASIZ yaşayagelen bir insan topluluğu olarak gördük kendimizi.

İşin kötüsü, buna, ciddi ciddi de inandık,inandırıldık.Bu köşeden olaya girersek, gerçekten ortada, çok ciddi  hata kümeleri görünür  ve bu kümelerden  hiç ders alınmamışlık da, cabası…

 

Evet , yönetim kurulu üyesi Seyhan A., “Hüseyinciğim” dedi ve gittide kalmıştık.

Ordan,aksatmadan , şiddet yükünü, azdan çoğa doğru sıralayarak devam edelim ikircikli olaylara…

 

Odamda, bir konukla oturuyorum.

Küüt diye ,teklifsizce kapı açılıyor, memleketin orta boy çırçırlarının bir tanesinin müdür/kâtibi, umarsızca, ahıra girer gibi içeri giriyor.

Solumdan  yaklaşarak ,konuşmama fırsat vermeden, KASABA cıvıklığı- yılışıklığı  içinde, masaya bir takım ihracat evrakı koyup, “Şunları imzalayıver hele” “” diyor”” bana…

Konuğum , başını önüne eğiyor!

Adamı tanıyorum;memleketin hayli tanınmış bir ailesinin bireyi,üyesi… Haniyse babam yaşında…

Aniden adama, çık dışarı diye bağırıyorum.Evraklarını servise ver, çocuklar bana imzaya getirsin diyorum.

Bombok oluyor.En sevdiği oyuncağı elinden alınmış çocuğa dönüyor, yüzü falan kızarıyor.Şimdi o çırçır, tadilât  gördü ve sanırım müze olacak.

İmzaya gelen işgörenlerime( personel) , bu adam bir daha imzaya , benim odama alınmayacak diyorum.

Demekki benden önce bu “makamda” oturan ya da oturanlar, makamın ciddiyetini kavrayamışlar.Memleketi cıvık, yılışık , ciddiyetsiz bir ilişkiler kumkumasına çevirmişler.

Önce buradan başlamalıyız diye düşündüm.

Birgün kapımın önünde , rahmetli Namrunlu Ali ( oda işgöreni) ile bir yurttaşın,hafif tonda tartışmasına kulak kesildim. Kapıyı açmaya açacağım da, tartışma nereye gidecek, merak ediyorum…

Rahmetli,anca tartıştığı şahsa, istediğinizi Hüseyin Bey’e söyleyemem, ikimizi de pencereden aşağıya atar demez mi!

Fakat şahıs ısrarcı, inatçı.

Yahu Hüseyin Bey de insan,lâftan,sözden anlar yeğenim deyip, duruyor bizim Ali’ye.Uzatmadan,küt diye kapıyı açtım,n’oluyor burada deyip, ikisini de içeri aldım.

O vakit, MERSİN toptancı hali inşa halinde, belediye, kabzımalların dükkân taleplerini topluyor.Bu taleplere  ,yılda bilmem kaç ton sebze üretim kapasitesi olduğunu belirten,bir de EK konacakmış.

ADAM gelmiş, TİCARET odasından “kapasite” raporu istiyor.Ziraat odasına gidin beyim dedim.

Burası TİCARET odası!

Adam,inanılmaz bir pişkinlikle , yanağımı okşayarak, merak etme, ne gerekiyorsa yaparız yeğenim demez mi!

Tepem attı…

Dedim ki, amca sen şimdi çık dışarı, senin işin görülmeyecek.

Ben,burada “”gen sek””  olduğum sürece, sen ve senin soyadını taşıyanların işini yapmayacağız.

Hadi şimdi çık dışarı, istediğin Allaha şikayet et beni deyip, kovdum .

Şimdi düşünüyorum da, gerek bireysel gerekse toplumsal anlamda, hiçbir kurumumuzda derli toplu olma hal ve istemi , kurumla bütünleşerek kurum  kişiliğine saygı gösterme, karşılıklı ilişkileri insancıllaştırma gayreti, içi bomboş, suratsızlıktan başka hiçbir halta yaramayan, aslında ciddi bir ruhsal bozukluğa işaret eden ASIK suratlılığı  ortadan kaldırma düşüncesi …

Neden yok toplumumuzda!

Sonuç itibariyle, buraya yazıp aktarmaya çalıştıklarımız, kişisel derlediklerimiz de olsa, gerçekte bir TARİH çalışmasıdır.

ZAMANIN ruhunu sorgulayarak anlayıp, yarına IŞIK tutması açısından , hümanist/insancıl bir tavırla, adalet terazisine vurarak anlatmadıktan sonra, yapılagelen haltların , toplumda ve yaşantımızda açacağı CEHALET ve ZİHNÎ ESARET yaralarını,nasıl sarıp, bertaraf edebileceğiz.

Küçücük dünyaların içinde, küçücük aynalarda , kendini DEV zannetme hastalığı(mı) acaba…

 

Neyse.

Derken odanın eski ( Buğday Pazarındaki) binası , toptan elden geçecek ve bunun için ihale açıldı.  2886 ( zannederim doğru bilgi ) sayılı devlet ihale yasasına bağlı olmadığımızı,uygun görülen  bir katılımcıya kırım yüzdesine bakılmaksızın ihalenin verilebileceğini , peşinen gazete ilânlarımızda belirtmiştik.

Bakın bu ayrıntının arkasından ne gelecek!

İtiraf etmeliyim ki, derli toplu gelen adaylar olduğu kadar, at hırsızı kılıklı olanların da ,ihale dosyasını,en azından incelemeye geldiğini itiraf etmeliyim.

Belleğim beni yanıltmıyorsa, ihaleye toplamda 13 firma katılmıştı.

Son başvuru günüydü.

Benden önce,genel sekreterliğe vekâlet eden şahıs, durup durup odama geliyor, yönetim kurulu başkanının adını anarak, Hasan Bey’in beni arayıp,aramadığını soruyordu.

Ben de sinirlenip,onun odasına giderek , Hasan Bey madem  beni arayacak, siz neden postacı gibi , ikide bir de odama geliyorsunuz B. Abi dedim…

Sonunda Hasan Ö. Beni aradı.

Yönetim kurulu başkanı.

Önce, inşaatlarının fenni mes’ûl mühendisinin ( iş ahlâkı olarak son derece yanlış bir davranıştı) katılıp,katılmadığını sordu.

Katıldı dedim.

Yüzde kaç kırmış, bir bakar mısınız dedi!!!! ???

Hasan Bey, tüm teklifler, mühürlü,azcık sabredin ,zaten yarın sabah göreceksiniz dosyaları dedimse de, söz dinletemedim.

Sesini yükselterek, mühendisinin teklif dosyasını açıp, yüzde kırımını kendisine okumamı istedi.

Ben de , bu işe kendisinin gücünün yetmeyeceğini, dosyaları hiçbir gücün, sabah toplantıdan önce,bana açtıramayacağını söyleyip, başkaca bir şey yoksa, telefonu kapatmak istediğimi söyleyip, kapattım.

Ertesi sabah,toplantıda , hiç bir şey olmamış gibi davranıldı, Hasan Bey, ihalenin Tarsuslu Birlik İnşaat ,rahmetli Mehmet  Ateş/Mehmet Aksoy ortaklığına verilmesini teklif etti, kurul da kabûl etti.

Hayırlı olsun deyip, toplantıyı bitirdik.

Ben, kurul üyelerinin imzalarına açılacak İHALE TUTANAĞINI, hazırlamamıştım ki, Hasan Bey,gene telefon etti.

İnşaatlarının sorumlu mühendisinin verdiği teklif dosyasını çıkarıp, kırım yüzdesini değiştirmemi istedi.Diğer bir deyişle, nihayet resmi bir evrak kimliğinde olan İHALE TEKLİF dosyasında, tahrifat yapmamı istiyordu.

Hasan Bey,buna gerek yok, nasılsa ihale ilânımızda 2886 sayılı devlet ihale yasasına bağlı değiliz demişiz,peşinen.

Yarın bir daha toplanır kurul, sizin önerdiğiniz diğer katılımcıya verilmesi karara bağlanır dedim demesine de!!!

Dosyada değişiklik yapmamda ısrar edince, gücün yetiyorsa sen,gel yap değişikliği dedim.

Tabii ki gelmedi.

Gelemezdi de.

O gelemedi ama Hüseyin SUNGUR, uyduruk bir içtüzük maddesi uyarınca ; 119,120 miydi,neydi!!!

Odadan “gitti”!!!Yani…

Devamsızlıktan ötürü, tek taraflı olarak “” işakdinin”” feshine deyip, beni Ticaret Odası’ndan attılar yani doğru Türkçe ile “kovdular”.

Bu kadar oda hikâyesi yeterli değil mi!

İşin diğer bir kof ve boş tarafı da odur ki, sair zamanlarda sağa sola, ağabeylik taslayanların, bu gerilimden haberdar olmalarına rağmen , kıllarını bile kıpırdatmamaları idi!

“” TARSUSlu”” bu ibretliklerden ,kendine bir ders çıkarır mı ,bilemem!

 

 

Not : yazı başlığımıza koyduğumuz resim , U.ARASI uzay istasyonunun kamerasından alınmıştır. Yani yukardan aşağıya bakıldığında, böööyle ,yusyuvarlak bir gökcismi halindeyiz...

 

Ne kadar çaresisiz aslında, GÖKLERİN sonsuz kucağında.

 

Ama itliğimiz-hergeleliğimiz-katilliğimiz-kan içiciliğimiz bir türlü bitmek bilmiyor.

 

DEĞER mi bu kadar puştluğa bu yaşam!

  



Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

    Bu Habere Henüz Yorum Yapılmamış..!



 
 HABERLER
 
EKSİK OLMAYIN YAŞIYORUM
12. BÖLÜM

Tarih : 19.04.2024
Devamı...
 
 
TUTUNAMAMAK
12. BÖLÜM

Tarih : 17.04.2024
Devamı...
 
 
 
 MAKALELER
 
BİR EMİNE ROMANI
İÇ DÜNYA ÖYKÜSÜ

Tarih : 10.01.2024
Devamı...
 
 
sonbahara merhaba
candan ve gönülden

Tarih : 14.10.2023
Devamı...
 
 
 
 GİYOTİN HAVUZU
 

2. BUYRUN
DEMEKKİ NEYMİŞ

Tarih : 27.02.2024 |
Devamı...

 

TUTUNAMAMAK
7. BÖLÜM

Tarih : 27.02.2024 |
Devamı...

 

TUTUNAMAMAK
6. BÖLÜM

Tarih : 26.02.2024 |
Devamı...

 

TUTUNAMAMAK
5. BÖLÜM

Tarih : 25.02.2024 |
Devamı...

 


 
 

 
 
ANASAYFA BİYOGRAFİ SIK KULLANILANLARA EKLE GİZLİLİK İLKELERİ İLETİŞİM


Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.

HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi | huseyinsungur.com © Copyright 2015-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA