en fenası , ÖLÜM yazısıdır...

Bir ölüm yazısı!

“onun ömrü bir ateşti”

Canlılar dünyasında, ölümünü bilen yegâne türdür “insan”.

Buna karşılık , “ her ölüm biraz erkendir “ diye bildirmiştir Cemal Süreya.

KABATAŞ Erkek Lisesi, bir şair ırmak gümrah yatağıdır.

 Belkide yanından usulca kıvrılıp,akan boğaza nazire midir acaba bu !

Olasıdır.

Geceleri , boğaza bakan ,2. Meşrutiyetin son yıllarından kalma , yukardan aşağıya sürgülü , tahta cızırtılı pencerelerinde,bitmeyen RUS şileplerinin geçişlerinin , bu pencerelerde yarattığı titreşimler, olasıdır ki, KÜÇÜK İSKENDERİN de , ruhunun bilinmedik, muamma kıvrımlarında, 1971 /72 yılının 1/K pencerelerinden içeri girerek , beni de teslim alan ses cümbüşü, benzer dayanılmazlıkları dürterek, beyaz sayfalarda , dize olarak kendisini var edegelmiştir.

O yılda “kendi başıma buyruk” şiirini(!- 15 yaşında ne kadar şiirsek,o kadar ) yazmış, ikinci yarı yıl, geleneksel şiir yarışmasında, üçüncü olmuştum.Yanlış anımsamıyorsam, kulağıı çınlıyası,sevgili TUĞRUL TANYOL da, “dere” adlı şiiriyle, birinci olmuştu.

Küçük İskender’i, yüzyüze tanımak kısmet olmadı.

ANCAK, onu dizeleriyle tanıdım, müthiş arkaik yapısını , ruhumuzun kılcal almaçlarındaki gümbürtüleri çok iyi anladım sanıyorum.

Bence KÜÇÜK İSKENDER, çağcıl Türk şiirini 20. Yüzyıldan 21. Yüzyıla bağlayan uzun estetik köprünün, AHMET HAŞİMİ’dir .

Onun da ömrü , AHMET HAŞİM gibi dersek :

“ömrüm benim bir ateşti”… 

Bir şairin ardından ,yas tutulması taraftarı değilim.

Bir kaç yıl önce,binbir gayretle, BERGAMA Şiir şenliğini düzenleyen, sevgili ALİ OSMAN ARIKAN Ağabeyimiz, baş konuk olarak ağırladığı KÜÇÜK İSKENDER’le , şenlik alanında yorgunluk atarken, beni aramak nezaketinde bulunup , bizleri TELEFONLA tanıştırdı. İskender bana telefonda, “dün” ayrılmışız gibi  hitap etti. Bu da benim ona duyduğum şair sevgisinin üzerine çıkmamı sağladı.

Ali Osman AĞABEY de fırsatı kaçırmayarak, “yakın bir gelecekte , iki KABATAŞLI şairi, BERGAMA ŞİİR GÜNLERİNDE, sahnede karşılıklı şiirleşirken görmek ne güzel olur yahuyu” patlattı ama…

Uzatmayalım…

“” işte burası yüreğinin attığı yerdir

İşte tam burda

Sen varsın diye

Yüreğim sana atar(dı) çocuk

Gece ve gündüz

Bir masaldır artık bakışların

Desem de

Seni görmezliğe

Bilmem ki nasıl dayanır gözlerim

Çocuk…”””

Bitti artık çocuk…