Sonsuz BEY tarihinin , kısır döngüsü üzerine

KONYA “” vak(v)’akası”…

Beni okuyan yoldaşlarım, DİN ve türevleriyle hiç aram olmadığını iyi bilirler.AMA kimsenin de, bu sahada, birbirini incitmesini arzu etmem.

“BATI” dan ne anladığınıza bağlı olarak,batı, 24 EKİM 1648’de,ALMANYA’nın OSNABRUCK kentinde, tarihe VESTAFALYA anlaşması olarak geçen “anlaşmayı” yaptı ve kıta avrupası, kısmen sosyo politik olarak rahatladı.

( ayrıntı için,gogıla yazarsınız )

O dönemde,gene bir BUHRAN içinde olan son TÜRK imparatorluğu, ( kim oldukları,nerden nasıl geldikleri pek bir bulanık olan,aile adları göya Osman olan ) , olanları,uzaktan izlemekle yetiniyordu.

WESTPHALIA , bizim okumamızla VESTAFALYA için, azcık ayrıntı aktaralım…

Westphalia Barışı sıradan bir antlaşma metninin çok daha ötesindeydi. Bu metin, artık devletlerin daha seküler (dünyevi) bir düzlemde pozisyon aldığını, papalık makamının devletin hâkimiyet sahasına artık daha fazla karışamayacağına, devlet çıkarlarının savaşlarda birincil husus olduğuna işaret ediyordu. Westphalia ile “din özgürlüğü mefhumu” Avrupa’da kesinlik kazandı. Diğer bir önemli husus ise devletlerin kendi topraklarında “mutlak egemen” bir konuma yükselmeleri oldu. Daha önce papadan yetki alan ve üst otorite olarak Vatikan’ı gören Avrupalı krallar kiliselerini “millî” hâle getirdiler. Dini, devletin tekeline alarak toprakları üzerinde devletin mutlak egemen olmasını sağladılar.

BU,ciddi bir zihniyet devrimiydi. Gerçi çok kan akmıştı ama sonunda KİLİSE ( biz buna cami de diyebiliriz bugünkü TÜRKİYE bağlamında),duvarlarının içine çekilmişti.DEVLET, dinin de patronu olacaktı.Hatta PAPA, giderek, turistik bir ANI eşyası durumuna indirgenecekti.

Ama, insanın kendi İÇ bencillik tanrılarının kırbaçlamasından dolayı, bu iş,pek de öyle kolay olmadı tabi ki.PAPALIK, ağır ve kararlı adımlarla,ciddi bir mali/ekonomik güç olmaya yürüdü.

AMA bugün, gezegenimizin TÜRKİYE derler,cinnet/mekân toprağında,beyinlerinin içinde ,KAN ve DOKU yerine, KASITLI CEHALET  dolaşan kimileri, paşa paşa “askere” aldıkları ALEVİ çocuklarından, 15 temmuz benzeri(sözde) barış pınarı eyleminde ölenlerin,CM EVLERİ’nde yapılan cenaze törenlerine KATILMAYARAK, “resmi mezhep savaşını, “” ZIMNEN/ kinayeli” olarak başlatmış olmuyolar mı!

KALDI Kİ, Neşet ERTAŞ’ın cenazesinde,MEZARI başında, “ resmi din görevlisi” tarafından uygulanan rezaleti, ben unutmadım.

ARA not:

ÖMER HALİS DEMİR’i kim neden öldürdü!

Hâlâ yanıtlamadınız.

DİYANET ya kapatılmalıdır

Ya da,ülkemizdeki tüm “” DİN”” anlayışları,eşit bir şekilde temsil edilerek, anayasaya eklenecek özel bir maddeyle ( değiştirilmeyecek,teklif dahi edilmeyecek ) TBMM ‘nin denetimine, doğrudan bağlı bir gözlem merkezi olmalıdır.

Camiler başta olmak üzere, tüm ibadethamelerin “din görevlileri” ve bakımları, TAKİPÇİLERİ tarafından yapılmalıdır.

Tabi ki bu arada , MÜFTÜLÜKler de ,lavedilmelidir.

Bence doğrusu budur.

Bu çağda, bir dinin içinde olup da, ibadet etmek isteyen İNSAN,neyi ne zaman-ne kadar yapacağını bilir.

KONYA, çok eski bir antik kenttir.

Adı, ICONIAN’dan Konya’ya gelene kadar,ne çok serüven yaşadığı açıktır.

Bu özel hal, onun,her türlü “” HAVA AKIMINA” AMA ille de İslami tuhaflıklara , açık olabilmesini sağlamaktadır.

VESTAFALYA anlaşması,özde çok ciddi bir DİN ve MEZHEP boğazlaşmasının sonucuydu.

1648’den bu yana, 370 yıl geçti.

1975-80 arasında, ÜLKEMİZDE, denetimli bir iç savaş denendi.

TUTMADI. Ama çok kan aktı.

Şimdiki deney,daha da ikircikli, hassas ve ölümcül olabilir.Geçmişte,ÇORUM-MARAŞ-SIVASgibi illerimizde denenen ALEVİ kıyımı, şimdi,CIDAR genişleterek, bünyesine HRİSTİYAN ve YAHUDİLERİ de ,üstelik KURAN yoluyla almaya (MI) hamle (mi) edecek…

BANA KİMSE DEVLETİN HABERİ YOKTU,BELEDİYE BİLMİYORDU GİBİ KALDIRIM UCUZCU LÜMPENLİĞİ YAPMASIN.

GRAHAM FULLER’in kulakları çınlasın.

YEŞİL KUŞAK “ PIROCESİ”, light İSLAM değil, basbayağı hard porno gibi, hard İslam olabilirliğine  , MGV üzerinden, hafifçe bir dokundu!!!

ŞUNU iyice kafamıza sokalım.Bu iş, KONYA vakası, TÜRKİYE için yazılmış, ÖZEL BİR SENARYODUR.

VESTAFALYA anlaşmasına giden , 30 YIL, din ve mezhep savaşları, belkide TÜRKİYE için, bu şekilde DENENMEK istenmektedir.

Benzetmek gibi olmasın :

12 EYLÜL’den önce de, KONYA’da, MEHMET KEÇECİLER belediye başkanı iken, sanırım “son “ cumhuriyet bayramında(!) okunan istiklal marşında, ayağa kalıkılmamış, bayrağa hakaret edilmişti.

AYNI KEÇECİLER’İN, Turgut özal kabinesinde, içişleri bakanı olarak da, görev aldığını unutmuş değiliz.

AYNI , halkbankası (eski-amerikada tutuklu olan)) müdürü HAKAN ATİLLA’nın, derhal BORSA nın BAŞINA getirilmesi gibi.

Artık PERDE arkasında, ne tür dolaplar döndü,bilemeyiz.

NEYSE…

Bana kimse, HALKIN cehaletinden,geri bıraktırılmışlığından ,islamı yanlış anlayageldiğinden İNCE MAKAM çalmasın.

Kitap orda

SURE ayet orda.

CEMEVİNDEKİ asker cenazesine gitmeyen “devlet “ orda.

NEŞET ERTAŞ’ın cenazinde, hiç olmayacak bir şekilde, SÜNNİ olmayan ERTAŞ’ı,SÜNNİ yapmak için,avaz avaz,” BU ADAMIN DİNİNE KEFİL MİSİNİZ” diye bağıran İMAM orda.

SÜNNİLİKLE yakından uzaktan ilgisi olmayan YUNUS EMRE’yi, kafanıza göre, tarihi özünden ayırıp, SÜNNİLEŞTİRMENİZ de burada…

KONYA,SELÇUK ÜNİVERSİTESİ, ortopedi kliniğinde,kırık koluyla yatan,değerli bir savcı ağabeyimin oğluna, annesinin BAŞI AÇIK diye, bakım yapmaktan imtina eden, klinik şefi ,doktor müsveddesi de burada…

Bununla da yetinmeyip, “” annenin” yüzüne karşı, “biz başı açık kadınları sevmeyiz, sizin eşiniz ya dışarıdan gelen devlet memuru,ya da siz bir pavyonda falan çalışan hafif birisiniz” demeyi de ihmal etmeyen bir doktor da burada…

BIRAKIN HRİSTİYAN/YAHUDİYİ…

Bunun peşini elbette bırakmayacağız