ANASAYFA  |  ÖNERİ VE ŞİKAYET  |  İLETİŞİM

BİYOGRAFİ HABERLER MAKALELER GİYOTİN HAVUZU İLETİŞİM
EMİL GALİP VE | HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi
  KADROMUZ
 
EMİL GALİP VE

AYDIN NAMUSU

Emil galip, Vedat türkali ve ben

 

Ya da aydın namusu üzerine…

 

2

Sevgili Ahmet Özpınar, HİÇ BİR FEDAKÂRLIKTAN kaçınmayarak, NewYork, Brooklyn’den yazıp, beni uyardı.

Benim adım neden yok dedi.

Haklıydı…

 

Aslında bütün bu işler, onun sayesinde başladı deyip, işin en başına gidelim,gitmeliyiz diye düşündüm.Bir anlamda, bir devrin panaromasını , sözcüklerle çizmeye çalışalım…

Umarız , işe yarar.

 

 

1977 sonbaharı, AIESEC adlı, uluslar arası,gönüllülük esasına dayalı bir öğrenci örgütünde çalışıyorum.

Bir gün , salonda otururken, sakin ama yabancı  tavırlarıyla, etrafa bakan bir arkadaş geldi. Beni gözüne kestirmiş olmalı ki, salona yürüyüp, yanıma oturdu.

 Merhabalaştık.Kısa sürede, birbirimize ısındık.

Bayağı doldurup,boşalttık.

Soldan,sağdan,uzaydan, bilimden,edebiyattan …

Sonra, geldiği gibi sessizce gitti. O dönem,77/78, bir daha hiç gözükmedi.Tastamam, bir yıl sonra,ilk gelişi gibi, sessizce ama bu kez belli bir amaçla gelmiş gibi bakan gözlerle, beni aradı.

Yine salondaydım.

“Merhaba, seni AIESEC’den atmadılar mı yahu” demez mi!

“Niye atsınlar ki “ dedim.

Dün ayrılmışız gibi konuşma içtenliği,hoşuma gitmişti.

“Ulan,burası sistemin bir parçası, sen burjuva konformist(*) bir solcusun, ne işin var buralarda” dedi…

“İyi ya “ dedim.

“Ben de sistemin,buraya düşen kısmını öğreniyorum burada”.

“İlginç, hiç böyle düşünmemiştim” dedi.

O akşam, Nişantaşı Topağacı’nda, kendi aralarında, AHIR dedikleri evde buluşmaya sözleştik.

Ben buluşmaya uydum ama o akşam, bir zorunluluktan dolayı,kendisi gelemedi.

Burada, sizlere, AHIR’ı az da olsa, anlatmalıyım ;sözcüklerle resmini çizmeye çalışmalıyım.

Zemin kat bir apt dairesi.Göklerin  unuttuğu bir yer. Belki apartman da farkında değil,orda bir öbek insanın yaşadığından.

Girişi,L şeklinde bir koridor. Işıksız ama görünmeyen bir yerden , az da olsa , L’nin uzun ayağına kadar , bir ışık kavuşuyor.

Hafiften bir aydınlanma oluşuyor haliyle.

L’nin uzun yanından, dik açıyla sola dönünce, sağ tarafınıza düşen ,hayli büyük bir odanın tuhaflığı,derhal göze çarpıyor.

Zemin,ince uzun , tahta dilimlerle kaplanmış ama  rutubetten, o dilimler, kısmen kabarıp, toprağı ortaya çıkarmış.

Odanın tam ortasında, bir buçuk adam boyunda bir MANİTU heykeli var.Sonra öğreniyoruz ki, uyuşturucu kullananlar, burada “bir çeşit ayin” yaparlarmış.

MANİTU kapısıyla, yaşam bölgesi ,  dik açıyla, yan yana.

İçerde yani yaşam kısmında, duvarlara yaslanmış, üç adet somya / yatak, iki somyanın önünde, birer portatif çalışma masası,  masaların  sağından solundan, tavana doğru , kitap,dosya, dergi dikitleri uzanıyor.

Kapıyı, sonraki yıllarımda, entelektüel gelişmemde, birinci derecede rol oynayacak,  ATAY ABİ açıyor. 

“O” evde yok.

Salonda , zamanın , yuvarlak biçimli , taşlı elektirik ocağında fokurdayan çay hazır.

Çayımı yudumlarken, minik, şirin bir sorguya alınıyorum ATAY ABİ tarafından.

“Herhangi bir bağınız var mı!”

“Ne bağı abi !”

“Siyasal, fraksiyoner sol bağlantınız “.

“Yok . Birkaç defa AYDINLIĞ’a gittim, hemşehrimiz Oral Çalışlar orda diye, hiç hoşuma gitmedi gördüklerim.Bizim eve de, bir gurup dev/yolcu geliyor, bizim mahallenin çocukları. Ama onları da, bugün yarın kovalayacam evden” diyorum.

“Niye buluşmak istediniz O’nunla “ diye, sorusunu sürdürüyor. 

“B.içi’nde master yapıyormuş. Konusunda, şair HİLMİ YAVUZ’dan, yardım alıyormuş. Beni tanıştıracak Hoca’yla. Öncelikle, onu konuşmaya gelmiştim” diyorum.

Bu çizgi üzerinde, hayli disiplinli bir sohbet başlıyor.

Eve , yürüyerek dönüyorum tabi ki.

İyi oldu yürüyüşüm.Yol boyunca düşünüyorum. Kendimi okur/yazar sanıyordum ; “” AHIR”” ı görünce, hangi daldan murt yediğimi anladım.

 KEMAL TAHİR’i , yalnızca romanlarından tanır, üzerinde titrediği, AYDIN NAMUSU kavramını , o gece, ATAY ABİ’den, birinci ders olarak öğrendim.

Bu OLGUYU, yaşamım boyunca, aklımdan-kalbimden-fikrimden ayırmadım.

(*)Bu yıldızı biraz açıklayalım. Yararlı olur..

 

 O solculuk günlerinde, bizi, BURJUVA KONFORMİST eyyamcı diye eleştiren “ sözde” solcuların tamamı, “iyi aile çocukları” idi.

İçlerinde bir tek tane, emekçi çocuğu yoktu.

Hepsi, Türkiye’de olmayan, BURJUVA sınıfı şeklinde tasniflenmelerine rağmen , bunu,bu aslan solcular , asla kabullenmezlerdi.

Gerçek, bir öbek insanın , kendi keyfince kabulû ya da reddiyle  varlık / varoluş sahasına inmez.

Bu sınıf için, ülkemiz gerçeği BAĞLAMINDA, “kent soylu” ya da eşraf diyebiliriz.

O zaman da, “”hiç birisine”” , en ufak bir sempati-ilgi duymadım.Bugün de duymuyorum.

Bugün görüyorum ki, dün de – bugün de, bu toprakların insan    varlığının  ,  ((eski ağızla söylemek istiyorum, izninizle )) heyet-i umumisinde, yani, GENEL YAPI malzemesi, unsuru, ÖZELLİĞİ olarak…

Bir tuhaflık, yanlışa büyük bir şehvetle,tutkuyla bağlanma, anlamadan/bilmeden/öğrenmeden , “” diyorlar ki” fillinin peşinden koşma, onu,her türlü gerçeğin üzerinde tutma var.

 

Bu da, haliyle, bu insan kümesinin ( TÜRKİYE CUMHURİYETİ ) içe dönmesine, dışarıya , yüksek bir aşağılık kompleksiyle, saldırganlaşmasına yol açıyor.

( devam edeceğiz )



Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

    Bu Habere Henüz Yorum Yapılmamış..!



 
 HABERLER
 
TUTUNAMAMAK
12. BÖLÜM

Tarih : 17.04.2024
Devamı...
 
 
TUTUNAMAMAK
11. BÖLÜM

Tarih : 16.04.2024
Devamı...
 
 
 
 MAKALELER
 
BİR EMİNE ROMANI
İÇ DÜNYA ÖYKÜSÜ

Tarih : 10.01.2024
Devamı...
 
 
sonbahara merhaba
candan ve gönülden

Tarih : 14.10.2023
Devamı...
 
 
 
 GİYOTİN HAVUZU
 

2. BUYRUN
DEMEKKİ NEYMİŞ

Tarih : 27.02.2024 |
Devamı...

 

TUTUNAMAMAK
7. BÖLÜM

Tarih : 27.02.2024 |
Devamı...

 

TUTUNAMAMAK
6. BÖLÜM

Tarih : 26.02.2024 |
Devamı...

 

TUTUNAMAMAK
5. BÖLÜM

Tarih : 25.02.2024 |
Devamı...

 


 
 

 
 
ANASAYFA BİYOGRAFİ SIK KULLANILANLARA EKLE GİZLİLİK İLKELERİ İLETİŞİM


Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.

HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi | huseyinsungur.com © Copyright 2015-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA