ANASAYFA  |  ÖNERİ VE ŞİKAYET  |  İLETİŞİM

BİYOGRAFİ HABERLER MAKALELER GİYOTİN HAVUZU İLETİŞİM
AKARETLER ÖYKÜLERİ | HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi
  KADROMUZ
 
AKARETLER ÖYKÜLERİ

2. KISIM

“ Ringo ve Lukçu “

İTÜ Maçka binası ,ana giriş kapısının karşısı ,halen , az daraltılmış da olsa,  MAÇKA parkıdır. Orası , bir yamaçtır, sırttır ve ağaç,börtü böcek doludur.

Parkın orta yolundan, dolmabahçeye doğru yürürseniz, stadın arkasına, kıvrıla kıvrıla inen, BAYILDIM yokuşuna gelirsiniz.

Oraya inmeyin. Maçka otobüs durağının yanından, ormana inen bir yol vardı, “ o zamanlar!”Şimdi o girişte, hayli keyfli, yapı malzemesi ahşap, bir çay bahçesi var. İşte o bahçenin az altında, karton kutulardan,çöpe atılmış sandık ve benzeri hurda malzemelerden kondurulmuş,  bir göz bir oda ve terası vardı.O terasın önü, 100,200 metre kare kadar bostanlıktı.

İşte bizim RİNGO, o odada yaşar, o bostanda, nane maydanoz turp vs eker, uzun gövdeli sepetinin içine, birkaç günde bir , zerzevatı doldurur, en önce, mutlaka bizim evin önüne gelir, kaldırımdan ,bizim pencerelere doğru,bayağı yüksek tonda bir sesle , “Ulaan”, e / a arası bir sesle, “ ADANALIIII” “ diye seslenir, biz ,pencereye çıkmadan da, “ görev yerini(!)” terk etmezdi.

Şimdi size, RİNGO’nun ,esas usta olduğu alandaki yaratıcılığından örnek vermek istiyorum…

Sabah saat,olasılıkla, 9 cıvarıdır.Kaldırımda, penceremizin önündedir.”Adaanalııı” diye seslenir.Biz,pencereye çıkarız.Buyur RİNGO,hoş geldin ,ne var ne yok deriz…

“Sormayın başıma gelenleri “ der…

Biz, anlatılabileck olanları bilmemize karşın,yine de,sabah neşesi olarak,bilmiyormuşuz gibi davranarak,”Hay Allah,nooldu yahu gene “ deyip,RİNGO’nun hevesinin ,önünü açardık.

“Yahu ,gene geldi dün akşam!”

“Kim geldi gene RİNGO!?”

“Kim olacak, TÜRKÂN!”

TÜRKÂN, tahmin edeceğiniz gibi, TÜRKÂN ŞORAY’dı.

”Türkân”,düzensiz sıklıkla, akşamları,Ringo’nun bostanına gelir ve O’nu, son oynayacağı filmde , kendisine eşlik etmesi için, ikna etmeye çalışırdı. Fakat RİNGO ,bostanına kendi yokken,kimin göz kulak olacağına karar veremediği  için, bu “enfes” teklifi, nane maydanoz uğruna,bir türlü kabûl etmezdi.

Sadece Türkân mı!

Hayır efendim, ne münasebet.

En az Türkân kadar , Fatma da ( Girik) , Hülya da ( Koçyiğit ) Ringo’yu,sık sık ziyaret eder, O’na , değişik rol teklifleri sunarlardı.Kimbilir, hangi geçmiş zaman yürek sızısı, önlenemeyen arzusu , Ringo’nun ,ruhsal , fantazi (!) coğrafyasına AĞRI dağı gibi yerleşip, Ringo’yu ,yalnızca hayalleri ile baş başa kalmanın yeterliliğine alıştırmış olmalıdır.

Bizim apt’nın , o zamanın “ adlandırması” ile TİKVEŞPALAS HALK CUMHURİYETİ, yeri, bir zamanlar , YUGOSLAVYA / VARDAR’dan  göçen bir ailenin, VARDARLI AİLESİ, köşkü imiş…

TİKVEŞLİ YOĞURTLARI kurucusu aile…

Türkiye’nin, apartmanlaşma uğruna,çıldırmaya başladığı , ellili yıllarda, bu köşk de payına düşen (!) ihaneti almış ve yerine,bu bina yapılmış.

ABACI LATİF SOKAK, bizim apt.nın, dolmabahçeye doğru kıvrıldığı sokaktır. Hemen hemen hergün, sabah saat “ON” gibi, Dolmabahçe tarafından, bizim mahalleye uzanan  yokuşu ,ağır ağır tırmanan bir gezgin tesisat tamircisi, tam bizim köşede durur, çocukluğumda, TARSUS mahallelerini gezen, destan satıcıları gibi, uzun uzun işini,ustalığını anlatır, özellikle , hangi işlerde has usta olduğunu bildirmek için, hiçbir zaman anlayamadığımız bir söyleyişle, tek tek ,tesisatları sayar ve bu sayımın son hecesi, “LUKÇU” diye biterdi.Evet, LUKÇU…

Sırtında, muhtemelen, ülkemize ,almanyadan ilk ithal edilen , “bütangazlı” ocak ve şohben markası olan JUNKER RUH  şohbeninin , ( ya da şofben ) , bacaya oturtulan şapkasının ,iç iskeleti bulunurdu.

Bu iskelet, daha önceden sırtına ,başından itibaren giydirilip,önlü arkalı oturtulmuş  , ağır iş önlüğü gibi,örgü saç şeklinde örülmüş bir “önlüğün” üzerinde dururdu.

Sadece bu kadar mı!

Hayır efendim,nerden çıkardınız…

Gelelim önlüğün önüne…Kravat gibi ,askılı bir halde ,boyuna oturtulan,göbek hizasında, üstü açık çekmece gibi duran, içinde, o zaman da bile , eski zaman gazocağı, türlü çeşit boru ve musluk anahtarları,kurbağacık,İngiliz anahtarı,yıldız tornavida,gazocağı iğnesi ( ışıl ışıl yanan alev başlığına, gaz püskürten deliğin,tıkanması halinde, o tıkanıklığı açacak olan , ince alüminyum tutacın ucu bükülerek, içine yerleştirilen,incecik metal iğne!) ile tıklım tıklım dolu, bir çeşit AVADANLIK, takım çantası.

Peki bu durumda, LUKÇU ne oluyor ?

Abacı Latif’in,TİKVEŞ PALAS’a kavuştuğu köşe başında, oto tamircisi, kravatlı Melih Bey’in ,  “Hadi hadi ,burda durma ,az öteye,az öteye” uyarısıyla ,tam bizim dikaçılı köşemize gelen ,bu gezgin ,dört başı mamur tesisatçı, yukarda da değindiğimiz gibi, tüm ustalığını anlatırken, MUSLUK tamirciliğini, her nedense ,en sona saklar, MUSLUUKÇU diye bağırırken, sözcüğün , “LUKÇU”  kısmı, en gür halde işitilirdi.

İşte, satırlardır ,merakla beklediğinizi sandığım, LUKÇU’nun esrarı budur efendim.Ancak, tuhaftır, soğuk İSTANBUL kışlarında, ne hikmetse, bizim mahalleye, “Mıbooooooo zaa” satıcıları gelmezdi.Dostlarım, damak tadımın ne denli geniş olduğunu bilirler bilmesine de, bu BOOOZA, hayatta içemediğim , bir garip ,boz bulanık sıvıdır.

Allah kabûl etsin.

Nuri Sesigüzel’in kara katran çayları, ÇAYELİLİ,bakkal CEMAL abimizin , yöresel tekerlemeleri, recisörcü YAVUZ ÖZKAN’ın, bizim mahalleye sık sık gelişi, SEVDA AKTOLGA ‘nın , gözümüzün önünde, bana gıcık (!) olsun diye, artiz olması, dişçi ERDAL ABİNİN, bize hem veresiye,hem de bedava diş çekmesi, mezeci , KOZANLI İBRAHİM abinin,hayatımda ,odur budur görmediğim temizlikteki, bodrum imalathanesi,pompacı PALA’nın, zamanın üvertürlerinden, mankenler kıraliçesi, BAHAR ERDENİZ’e sulanması,işten kovulması,bizim araya girmemiz…

Daha neleeer neler.

Koş vatandaş, tarih burada yatıyor…  

 

FOTO bilgisi: LUKÇU'nun , en son açıklamalrını yaptığı, bizim apt köşemizin, bugünkü hali....

 

 



Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

    Bu Habere Henüz Yorum Yapılmamış..!



 
 HABERLER
 
TUTUNAMAMAK
13. BÖLÜM

Tarih : 25.04.2024
Devamı...
 
 
EKSİK OLMAYIN YAŞIYORUM
13. BÖLÜM

Tarih : 20.04.2024
Devamı...
 
 
 
 MAKALELER
 
BİR EMİNE ROMANI
İÇ DÜNYA ÖYKÜSÜ

Tarih : 10.01.2024
Devamı...
 
 
sonbahara merhaba
candan ve gönülden

Tarih : 14.10.2023
Devamı...
 
 
 
 GİYOTİN HAVUZU
 

2. BUYRUN
DEMEKKİ NEYMİŞ

Tarih : 27.02.2024 |
Devamı...

 

TUTUNAMAMAK
7. BÖLÜM

Tarih : 27.02.2024 |
Devamı...

 

TUTUNAMAMAK
6. BÖLÜM

Tarih : 26.02.2024 |
Devamı...

 

TUTUNAMAMAK
5. BÖLÜM

Tarih : 25.02.2024 |
Devamı...

 


 
 

 
 
ANASAYFA BİYOGRAFİ SIK KULLANILANLARA EKLE GİZLİLİK İLKELERİ İLETİŞİM


Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.

HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi | huseyinsungur.com © Copyright 2015-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA