İnsan toplulukları da, bireyler gibi, MASTURMASYON yaparlar ve kimileyin bu MASTURMASYON, kişisel olanından daha çok zevk/şehvet verir yapanlara, tapanlara.

Herhalde bu tür davranışlara , toplu orgazm da diyebiliriz.

Cinsel olmayan bir “toplu orgazm”, sanırım kitlelerin , kendilerini hayalî bir ülkede, hayalî bir mutluluk ve güven ortamında hissetmelerini sağlayabiliyor.

AYNEN bugün, 2017 Türkiyesi’nde , birilerinin birilerini, arkalarından MESESLE(*) dürterek, bağırın laaan, OSMANLI geliyooor dedirtmeleri gibi.

(*) Kırsal kesimde, çayır-çimen yayılımından dönen büyük baş hayvanların, sürüden ayrılmamasını sağlayan, uzun ve ucu çatal çoban değneğine MESES denir.

Lise 1 de,bir tarih hocam vardı.Çok sevimli, müthiş insancıl, hocadan öte ağabeyimizdi bizim.AMA bütün bu olumlu değerleri , yaşamın katı ve sarsılmaz gerçeklerini görüp, anlayıp, içselleştirebilmesine olanak vermiyordu.

Zira KATI inançlıydı.Tapınırdı , tarifini yapamadığı “” TÜRKLÜĞE”…

Durur,durur , zamanın dünyasında ( 1971), ne denli ön sıralarda olduğumuzu , gözleri yaşararak anlatırdı.Bir gün , gene böyle MEST halde anlatırken,”Hocam, nedir bu başarımız “ diye sordum.

“Yavrucuğum,dünyanın en kıral piyade tüfeğini yapıyoruz ya ,ANKARA MKE fabrikalarında” diye cevapladı.

Yıl 1971…

Tarsus’tan Mersin’i telefonla bağlatıp, konuşmak ,ortalama 2 saat. Onun yerine koşun “”kancık kapıya””, binin otobüse, varın Mersin’e , yapın görüşmenizi, dönün Tarsus’a…

0302 Mersedesler’le ,Ankara ortalama 8 ya da 9 saat,İstanbul 15,16 saat!

İlkokulda biriktirdiğim RESİMLİ BİLGİ diye bir ansiklopedi var. De ki bugünün, GOOGLE ayarı…Tastamam sekiz cilt. Neler yoktu ki içinde. Uzayın derinliklerinden , insan hücresindeki anlaşılmazlıklara kadar!

Bütün bu erişilmesi güç araştırmaları yapan, İtalya-fransa-ingiltere-amerika vs., bir kenarda duruyor.

Ve biz…

 Sevgili Hocam’a göre, bir tek piyade tüfeği ile dünyanın en önemli-güçlü ülkelerinden biri oluveriyorduk.

Soruyu patlatmıştım!

“Ama hocam ,amerikanın apolloları, Rusların sputnikleri,uzaya piyade tüfeği ile gitmediler ki”!

Aynen şimdi, aşağılık komplekslerimizi, aptal tarihi dizilerde, PADİŞAH 2. Abdülhamide İNGİLİZ elçisi tokatlattırdığımız gibi, o zaman da, APOLLOLAR KARŞISINDAKİ aşağılık-ezik ve rezil  duruşumuzu, yine ALMAN malı , Bursa montajlı MAGİRUS otoboslarının , ÖN CAM ÜSTÜ alınlıklarına , APOLLO SERVİS yazarak, telafi ettiğimizi sanıyorduk.

Beni gerçekten çok severdi. Ülkesi için aklından geçen , yüksek ve kaliteli kazanımların bir türlü olamayışının üzüntüsünü , bu türlü çocuksu heyecanlarla  söze dökerek ,kendini İKNA yoluna gidiyordu.

Çaresizlik içinde, başını güçlü bir mutluluk bulabilirmiyim diyerek, taştan taşa vuruyordu.

EN azından, tepeden tırnağa namusluydu,bu rüyaları anlatırken.

2017 Türkiyesi’ndeki , egemenler gibi, sabah akşam yalan söylemiyordu.

Bir seçkin yer arıyordu ülkesine.İleriye sürdüğü kanıt doğru fakat çok yetersizdi.

ÜLKESİNİN görünen, görünmeyen bütün varlıklarını ve yarınlarını,yalnızca birkaç kişinin , iki dudağının arasından çıkacak, kalitesi çooook su götürür hüküm-sonuç cümlelerine bırakmak, ben bu dünyadan vazgeçtim arkadaş demenin , en sefil yoludur.

DAVOS, minnacık isviçrenin, bizim Mezitli’den de küçük bir kasabasıdır.AMA bu ALP dağlarının başındaki minik kasaba, DÜNYAYA bir marka(**) çıkarmıştır.  

(**) Bir dünya kenti Mersin demekle dünya kenti, sahillerimiz MİAMİ gibi olacak demekle de MİAMİ olunmaz.

DAVOS EKONOMİK FORUM’u…

Bu forum, son birleşiminde, dünyanın içine girdiği yeni dönemi “vurgulamıştır”…

IV. sanayiî devrimi.

1. Su ve buhar devrimi,
2. Elektirik devrimi
3. Elektronik ve bilgi teknolojisi devrimi…

DÖRDÜNCÜ devrim ise fiziki-dijital ve biyolojik dünyaların arasındaki sınır duvarları kaldıran , TEKNOLOJİ FÜZYON devrimi.

Önceki devrimlerin hepsini kaçırmış bir ülkeyiz.Kaçırdıklarına da yetişememiş bir ülke.Her sefereinde de kaçırdıklarına, tarihsel-kültürel-coğrafi bahaneler bulup,kendini İKNA ederek, yorganı başına kadar çeken ama götü dışarıda kalan bir ülkeyiz.

Ne saydığım üç ilke ne de RTE’nin  artık cidden kabak tadı veren, günde birilerine , bir batı ülkesine veya ülkeler topluluğuna ,habire bir şeyler uydurup, küfretmesi , geç kalmışlığımızı açıklayamamaktadır.

Rakip takımlar, en kalite, seçkin  oyuncularıyla sahaya çıkıyor.Siz, torpilli oyuncularınızla sahaya çıkarsanız , bakınız ne olur!

OECD’Nil ülkemizde de yaptığı  ( lütfen tembellik etmeyip, hiç olmazsa gogılı açıp, bakınız) ,PISA “” ELEŞTİREL DÜŞÜNME VE PROBLEM ÇÖZME” araştırmasında, 15 yaşındaki gençlerimizde, ileri derecede eleştirel düşünme yani İTİRAZ edebilme becerisine sahip gençlerimizi tespit etme araştırmasında, gençlerimizin elde ettiği ORAN sadece ve sadece %2.2 çıkar!!!

Öte yandan OECD ortalaması , bizim rakamın tam beş katıdır.Güney KORE’de ise tastamam %28’dir bu oran.

O yüzden , çok kabarttıkları , 3. BOĞAZİÇİ köprüsünde, tam 350 tane GÜNEY KORELİ teknisyen ÇALIŞMIŞTIR.  

DEDEMDEN kalma tel dolaba, GÜNEY KORE malı LED lâmba lehimleyerek, ÇİN malı öte beriyi, bir araya getirip, birleştirip, ezan okuyan guguklu saat yapmayı İCAT sayan TÜBİTAK’ın olduğu bir “yönetim” ANLAYIŞININ yaşadığı bir ülkede, diktatörlük alıştımaları yapan daha çooook recep Tayyipler çıkar be yauvvv…