Domatesin ZAFERİ !

1. BÖLÜM

SURİYE ile sınırı olmayan bir ülkeye gidiliyor.

1. Katerina’nın heykelinin önünde, paşa paşa sıraya sokuluyor.

Sonra, “yeni çar”” PUTIN amca bunları,eliyle işaret ederek, yanına çağırıp, LÜTFEN ellerini sıkıyor. 

SONRA…

Ortalık , “” RUSYA zaferinden geçilmiyor” naralarıyla dolu.

DÜNYA, tuhaf bir dönemeçte.Daha dün, anne/babalarımız, kolçaklı-manyetolu telefonlarla konuşurken,torunlarının çocukları, adeta şimşek hızıyla, henüz 5,6 yaşlarında , ellerinde bilmem ne marka, ışık(!) hızıyla çalışan telefonların ekranlarında, TOMBALA oynamıyorlar ; basit de olsa, matematik esaslı oyunlar oynuyorlar.

DÜŞÜNÜN ki bu çocuklar, 10,15 yıl sonra, “seçkin” bir eğitimle,zihinlerini kaldıraç gibi kullanıp,neler “ DAPARLAR(*)”…

Yeter ki zihinlerini geliştirecek, gerekli donanımlar, kendilerinden esirgenmesin.

“YARINLAR”, zihnimizin ( AKIL da diyebiliriz ) kendine özgü işleyişini, yüksek bir yeterlilikte anlayabilenlerin DÜNYASI olacaktır.

Bu tür çalışmaları yap(a)mayanlar, yahut bu yarışta , yeterli ivmeyle/itkiyle koşamayanlar, ANLAYAMADIĞI- DENETLEYEMEDİĞİ güçlerin insafına kalacaktır.Moskova , 2. Katerina salonlarında, melûl melûl etrafa bakmakla yetineceklerdir.

Biz, işimize bakalım.

ZİHNİMİZ, falcıların,çoklukla kullandığı  KRİSTAL bir küre değildir.GELECEĞİN dünyasına UYUM sağlayacak zihin ya da zihin tiplerinin,nasıl olabileceğinin sarsıcı çalışmalarını, çoktan başlatmalıydık.Tabi karşımıza, çamlıca CAMİSİ, hasta garantili şehir hastaneleri, yolcu garantili havaalanları gibi, kozmik değeri tartışılmaz işler çıkınca, bu çalışmalar da, haliyle aksadı.

BUGÜN, yerküremizde, iç içe geçmiş bir yaşam sürdürüyoruz.

BU ülke yani ülkemiz, bunun farkında değil.”BU ülkenin” önemli bir kısmı, kendini hatasız-“melaike” sanmanın , yetmezmiş gibi, kendinin dışında, bütün dünyanın kendine düşman olduğu ZİHNİ sakatlığını yaşıyor ve bundan da, tarifsiz bir şehvet duyuyor.

Buna karşılık, dünyanın gereklerini karşılamak üzere, YARIN, her yerde hazır ve nazır ARAMA motorları , robotlar, diğer bilgi işlem aygıtlarıyla boğuşacak olan, YÜKSEK değerlikli zihinlerin yetiştirilmesi ZORUNLULUĞUNU ES GEÇİYOR.

Onlar, TÜRK ya…Hatta Müslüman TÜRK ya, yabancılar, onmamızı-gelişmemizi istemezler , domuzlar tabi ki şeklindeki bir sakatlığın içinde debelenirken…

Yalanın baş tacı olduğu , hükümdar bir baskı unsuru olarak,şakşakçılarla beslenip, büyütüldüğü  toplumlarda, yukarda işaret ettiğimiz ZORUNLULUK, anca derme çatma, uykucu TEVE dizilerinde , hayalen gösterilir.

O yüzden, “ parlementosu” belediye meclisinden öte bir varlık olmayan ÜLKELERİN “ seçilmiş ve atanmışları”, SURİYE savaşını anlayamazlar.ANLAYAMADIKLARINI da bilmediklerinden olacak,can havliyle, ÇANAKKALE savaşının hayaletine sığınırlar.

Bu noktada, hiçbir zihinsel yeterlilik düzeyi olmayanlar, genellikle, etraflarına hakaret etmekle, varoluşlarını kendilerine “ kanıtlarlar”.

SURİYE savaşı, yepyeni bir zihin modelinin, algoritmasının , LABORATUVAR çalışmasıdır.SANKİ, deneme/yanılma sahasıdır.”RUS” kadınlarını, zaten fahişe gören bir sözde adamlığın ve alkışlayanlarının , anlayabileceği bir hal değildir.

Onlar için beyin lükstür.

Omurilik soğanıyla idare ederler.

( Kaynak: ALBERT EINSTEIN )

SURİYE savaşı, sıra dışı , ÇOKLU bir savaş modelinin namluya sürülmesidir.

Ordunun zirvesinde asteğmenlik ederken,ne denli bir stratejik akıl/bilgi eksikliğini gördüm,yaşadım.

O zaman duyduğum ACIYI, ömrümce taşıyorum.

CAMİLERDE fetih suresi okutularak uyutulan bir ülke, dünya liginde, kale arkasında top toplar , ANCA.

Çoklu değişkeni olan bu deneme savaşına, HİBRİD savaşı deniyor.Bu savaş, yapısı gereği,aktör/faktör dolu.

AYIPTIR söylemesi, gurup seksine benziyor; seksopatlar,biseksüeller,a’seksüeller, dolup taşıyor.

Bunun doğru takip edilip, doğru çıkarsamalarda bulunabilinmesi için, ciddi bir bilgi altyapısını olması ŞARTTIR.

Fetih sureleriyle,diyanet gençlik merkezleriyle,LED lambalı/ tel dolabı TÜBİTAK pırocoleriyle bu işler yürümez.

PRF ZİHNİ SİNİR, bu konuda size beş/5 basar…

1. Bölümün sonu.