Bir dosta!

1.

Türk milliyetçiliği ve Yahudilik…

Şunu iyi bilmeliyiz ki, CUMHURİYET dönemi,bir anlamda da, ANADOLU’nun yeniden TÜRKLEŞTİRİLMESİ sürecidir de!

Bu meyanda, YAKUP KADRİ BEY’in,meşhur romanı YABAN, bazı çevrelerce, pek bir “” ORYANTALİST” bulunsa da, dikkatli bir okur, bugün dahi, YAKUP KADRİ BEY’in ,o gün çizdiği , din ağırlıklı , iflâh olmaz YABANCILAŞMANIN, hâlâ , kene gibi,ruhlarda yapışık olduğunu,rahatlıkla görür ve YAKUP KADRİ BEY’e , derin bir teşekkür gönderir.

Diger yandan , uğraşırsak,kaynağına ,olasılıkla ulaşabileceğimiz bir yerde, CUMHURİYETİN ilk yıllarında, sanırım HAMDULLAH SUPHİ BEY’in,bir KAMUTAY (meclis) oturumunda, ciddi ciddi,”Kurandan bazı kısımları çıkartıp, yerine NUTUK’tan parçalar koyalım “teklifini getirdiğini okumuşluğumuz vardır.

ANNEM( doğum 1926- vefat 2016) ) anımsar.Çocukluğunda, demekki 1930 lar,MERSİN merkez çarşıda, bugünkü YOĞURT PAZARI,cıvarı,sivil taharrilerin ( sivil polis), TÜRKÇE dışında ,ağırlıklı olarak ARABÇA sair yabancı dil konuşanlara, para cezası kestiklerini söylerdi.

CUMHURİYET,yatırıldığı(!?) yerden bir kalkıp da, bugünlere baksa,ne der ACABA!

Bir değerli abimiz, YAHUDİLERİN dünyaya , nasıl egemen olduklarını, sermaye vs alanlarda, ipin ucunu tuttuklarını,ara sıra bildirir.

Bu yazı, biraz da o,değerli ağabeyime yanıttır.

Tam bu noktada, gerçek adı MOIZ KOHEN olan, TEKİN ALP beyden söz etmem,daha doğrusu,alıntı aktarmam gerekecek.Buyrun efendim…

“””

Kemalist ideolojinin azınlıkları Türkleştirme çabalarını benimsemede en gayretkeş azınlık dönemin cemaat önderlerinin/ideologlarının talimatlarına uyan Yahudiler oldu. Bu Türkleştirme çabalarının en aşırı ve bilinen örneği Moiz Kohen’dir. Türkçülük akımının ateşli bir ideologu ve aynı zamanda ateşli bir Kemalist[7] olan Kohen, önce adını Tekin Alp’e çevirdi, sonra Yahudi Cemaati arasında istihza ile “Musa’nın On Emri”[8] diye anılacak olan on maddelik “Evâmir-i Aşere”yi yayımladı: İsimlerini Türkleştir – Türkçe konuş – Havralarda duaların hiç olmazsa bir kısmını Türkçe oku – Mekteplerini Türkleştir – Çocuklarını memleket mekteplerine gönder – Memleket işlerine karış – Türklerle düş-kalk – Cemaat ruhunu kökünden sök – Milli iktisat sahasında vazife-yi mahsusanı yap – Hakkını bil[9]

Tekin Alp, Yahudilere Türkçe’yi öğretme ve konuşturma, ve ona paralel olarak onları Türkleştirme amacı ile avukatlık yapan ve meslek gereği devlet ile sürekli ilişkide olan Yahudi hukukçular ile birlikte kurmuş olduğu ve kendisinin başkanı olduğu “Türk Kültür Birliği” ile ilgili olarak verdiği bir konferansta[10] Yahudi Cemaati’nin o yıllardaki durumunu şöyle açıkladı: “Türkiye bir millet değil bir milletler camiası halinde bir devlet idi. Bu camia içinde biz Yahudiler diğer unsurlar gibi başlıbaşına bir unsur gözüküyorduk. Fakat manevî vaziyetimiz acınacak bir halde idi. (...) Biz Türkiye Yahudileri dilsiz, kültürsüz, edebiyatsız, idealsiz bir vaziyette idik. (...) yalnız yüz bin Türk Yahudisi muhtelif unsurlar içinde dilsiz, kültürsüz, idealsiz yaşıyorduk. Kimimiz adına ispanyolca dedikleri bir nevi jargon, kimimiz fransızca konuşurduk. Fakat hiçbirimiz canla başla sarılacak bir ideal bulamıyordu.”[11]

Kaynak: RIFAT BALİ, Birikim dergisi

Uzun makaleden bir bölüm.

Sayı:102, Ekim 1997.”””

Ben, ömrümce  din dahil, hiçbir düşünceye, bağlılık göstermedim, içinde olmadım. Yakınında durdum, içeri girdim,dolaştım,gözlem yapıp, bilgi sahibi oldum.Sonra kapıyı çekip,çıktım.

Kısaca hiçbir düşünce ve inancın, iflâh olmaz takipçisi, taraftarı olmadım.Bu,son derece açık, beliğ,ivazsız bir bilgidir.

TOPLUM bilimin “ doğu toplumları “ diye ayrımladığı, çoğunluğu MÜSLÜMAN olan toplumların, az ya da çok çok farkla, birbirlerine benzer bir halleri vardır.

BATI(!?) karşısında duyageldikleri, eziklik,aşağılık kompleksi.

SÜREKLİ,bakın zamanında neler neler yaptılar, 2.dünya harbi, israilin kurulması, Süveyş kanalı,Afganistan,ırak,Kuveyt vs vs vs…Diye car car eden Müslümanlar değil midir!

Günü, yarını düşünmeyi bırakıp, TEMBELLİKLERİNE ,uyuşukluklarına kulp takıp,bahane bulmakta ,üstlerine yoktur.

On yıl kadar önce olmalı.İnternette dolanıyor, “tarihi” olduğunu düşündüğüm bir sözcüğün kökünü arıyordum.

Birden,”milliyetçi” bir site ile karşılaştım.Biraz dolandım.Tuttum, bir küçük makale yazdım.

Ne demiştim makalemde…

Öyle hötle zötle, biz kimdik lerle vs., milliyetçilik olmaz.Neyle olur peki!

BİLGİYLE…

Peki “ bilgi” nedir!?

Yaşama ÖZGÜRLÜĞÜ’dür.

Aksi halde, burnu halkalı, mostra AYISI gibi,dolanır durursun ortalıkda diye yazıp…

Önümüzdeki 10 yıl içinde, sizler, madem TÜRK milliyetçisisiniz, aşağıda belirteceğim hususlara özen göstermeniz, ülkemiz yararınadır deyip :

Hepsinden 1000 er tane olmak üzere:

ÇİN – RUS-MOĞOL-JAPON-KORE-BİZANS RUMCASI-İTALYANCA-ANTİK ARAPÇA-ARAMİCE-SÜRYANİCE dil uzmanları…

BİYOLOJİ,moleküler biyoloji, astro biyoloji uzmanları…

FİZİK,katı hal fiziği,astro fizik uzmanları…

Kimya…Ne kadar alt dalı varsa…

ANTİK ÇAĞ tarihi ve dilleri.En az beş dil…

Güney Amerika tarihi; olmek-toltek-aztek-inka uygarlıkları…

Fiziko matematik…

MALİYE ve mukayeseli maliye.

Mali tablolar analizcisi

Borsa analizcileri

EKONOMİK büyüme metodolojisi

Türk halk edebiyatı…

Türkçe dil uzmanı…

DÜNYA MÜZİĞİ tarihi, TÜRK müziği; saray(Enderun) ve HALK müziği…

Gibi konularda, insan yetiştirilmesi,ülkemizin özgürlüğüne çakılacak, granit birer çivi olacaktır dedim ve tıklayıp, gönderdim.

Birkaç gün sonra,merak edip, siteye girdim.İlettiğim yazımı buldum.Alta tarafda birkaç tane yorum vardı.

“En değerli “ olanı,paylaşmak isterim :

“Ulan bana bak moruk. Biz, milliyetçiliği senden öğrenecek değiliz,gelir,kemiklerini kırarız” gibi,içaçıcı iltifatlara boğuyorlardı beni!