Kırmızı düğme yazıları

“yeşil gece”, 15 Temmuz

TÜRKİYE “sosyalist “ devrimi üzerine…… 

CARL SAGAN, günlüklerinin bir yerinde,şöyle der: BİR GÜN BİR UYANACAĞIZ, YÜZLERCE YILDIR ARADIĞIMIZ GERÇEK,MEĞERSE BURNUMUZUN DİBİNDEYMİŞ DE, FARKETMEMİŞİZ!”

Yüzlerce yıldır, bu gezegende, destanlarla,mitoslarla, söylencelerle,dedikodularla,hurafelerle yaşayıp,duruyoruz.

Elini gerçeğin , volkanik kubbesine birazcık uzatanı,alaşağı edip, linç ediyoruz.

YEŞİL GECE, REŞAT NURİ GÜNTEKİN Bey’in yazdığı,çok ilginç bir roman.

Ege’de, küçük bir kasabada, yunan işgalinden az önce başlar öykümüz.

Kasabayı,bir gece yarısı,eşraf imam vs., yunana teslim ederler ve kabak da,baş kahraman ŞAHİN HOCA’nın başında patlar.

Şahin Hoca,tutuklanır. Yunan harbi biter, cumhuriyet kurulur, ŞAHİN HOCA aklanır, elinde tayin belgesi, kasabasına geri döner ,dönmesine de…

Milli eğitim müdürünün odasında otururken,karşısındaki, CUMHURİYET kılıklı adama,bakar da bakar…

Hayalinde,adama şalvar giydirir,sakal bıraktırıp, kafasına da sarığı takınca, içinden ammanlar geçer ve anlar ki, kendine iftira atanlar, şimdi de cumhuriyetçidirler.

Reşat Nuri Bey, bu topraklara,yalnızca ,MAALESEF,  meşhur romanı ÇALIKUŞU ile tanıtılmıştır.

Oysa ,  felsefe doktoru TAYLAN ALTUĞ böyle düşünmemektedir.

Doyumsuz çalışması , “ bir ruh kimliği/ Reşat Nuri Güntekin”” kitabını alıp, okuyunca, REŞAT NURİ BEY’e ,ne denli kötülük ettiğimizi anladım.

Kitap, yaklaşık 14 tane GÜNTEKİN romanını içeriyor ve karşımıza, TOLSTOY’a, DOSTOYEVSKİ’ye meydan okuyan, dehşet insan betimlemeleri, Anadolu kılcal analizleri,ruh dökümleri, davranış çarpıklıklarını, bir aynadan seyreder gibi, karşımıza getiriyor…

Bugün ANADOLU,o gün REŞAT NURİ BEY’in betimlediğinden ,daha da kötü ve gericil bir sevyededir.

Şilili büyük ozan PABLO NERUDA, (( LÜTFEN ,Il postino / postacı filmini izleyiniz )), “” yaşadığımı itiraf ediyorum” adlı ,muhteşem yaşam öyküsünde, “ PAMPA DÜZLÜKLERİ İLE DOLU BİR ÜLKENİN ŞİİRİ, KADİFE PERDELİ SALONLARDA YAZILAMAZ “ diye bildirir.

2002 seçimlerine birkaç gün kala, “sol bir parti” İL yönetimiyle, şu şekilde iddialaşmıştık:

TÜM SOL PARTİLER,TOPLAMDA,  YÜZDE BİRİN ÜZERİNDE  OY ALIRLARSA, MASADA BULUNAN HERKESİ, BALIKÇI YUSUF’A , RAKI BALIK sefasına götüreceğim demiştim.

Sonuç: tüm sol partiler, yüzde 0.78 oy almışlardı.””1”” bile değil.

Şimdi bütün bunların üzerinden,yıllar geçti.

Hiçbir “ sol” öbek, durup da, neden böyle oluyor bu işler diye düşünmedi.

VE HALEN DE DÜŞÜNMEMEKTE…

2002 seçimlerine doğru giderken, bir önceki seçimlerde,MART 1999,  sırasıyla, DSP MHP ANAP gibi partilerin , yüzde 15 ile 21 arasında oy alarak, üçlü koalisyon oluşturduklarını…

Ve bu partilerin , bir patırtı ile 2002 sonbahar seçimlerinde, nasıl oldu da, yüzde 5’in altında kalabildiklerini …

Çok bulanık bir “ video çekimi” ile görüntülenen, DENİZ BAYKAL olduğu düşünülen kişinin, hovardalığını ortaya avaz avaz döküp.

Ardından da, o anda CHP gen.başkanı olan DENİZ BAYKAL’ın ,koşar adım istifa edişini…

“” YAHU BİR DAKİKA, BİR BAKALIM , NEYMİŞ NE DEĞİLMİŞ “ BİLE DEMEYEN , GÜDÜMLÜ bir siyaset PANAYIRI.

Tayyip bey’in , ALTI AY bile dayanamaz öngörüsüyle , önünü açmaya hırsla saldıran DENİZ BAYKAL’ı uyardığını,ama söz dinletemediğini…

PARTİ zarar görebilir endişesi ile de, bu kepazeliği ,kamuoyu ile paylaşmayan, devletin tarumar edilmeye başladığını görünce, JETONU düştüğü “ görülen”ZÜLFÜ LİVANELİ’yi…

Bütün bu kepazelikleri gören,duyan.

Örtülerinin altından hırsla konuşarak, her ne olursa olsun, gebeririz de, TAYYİP BEY’den dönmeyiz diyen, “alt primat” benzerlerinin  varlığı ortada iken…

 

ZAFER devrimindir diyebiliyorsanız.

SİZE hiçbir sözüm yok YOLDAŞLAR…