ANASAYFA  |  ÖNERİ VE ŞİKAYET  |  İLETİŞİM

BİYOGRAFİ HABERLER MAKALELER GİYOTİN HAVUZU İLETİŞİM
İNSAN CEHALETİNİN | HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi
  KADROMUZ
 
İNSAN CEHALETİNİN

TÜRLÜ HALLERİ

KIRMIZI DÜĞME YAZILARI

 

“”İnsan cehaletinin türlü halleri”…

 

VUR DAVULCU!!!

---------------------/---------------------------------------------

DOĞRUYU,GERÇEĞİ YERİNE OTURTABİLMEK İÇİN,ALIŞILAN BASMA KALIP YANLIŞLARI YIKMAMIZ GEREKİR.

HER YANLIŞ, BİR DURUM DEĞİŞİMİNİ GEREKTİRİR.

NE DOĞA,NE DE TOPLUMLAR, DURAĞANLIKTAN HOŞLANMAZ…

NE GÖKLER YERİNDE DURUR,NE DE YILDIZLAR.

SÜREKLİ DEĞİŞİMLER ALANI OLAN TARİH,BÖYLESİNE DURDURULAMAZ,TERSİNİLMEZ.

Doğada HİÇ BİR zaman olamayacak olana insanı inandırmak,SAKIZ çiğnemekten çok daha kolaydır.

Kimi insan(lar)/ öbekleri , hayallerle,sembollerle yaşamaya bayılırlar.

Ben bugün , Tarsus’un ESHABI KEHF dağına çıksam, sabaha karşı , soğuktan ,İMİRİN İTİ gibi titreye titreye eve gelip, dondum,çok üşüdüm .”” BENİ SARIN” desem….

Eşime de, “ Allah benimle temas kurdu, ben onun talimatlarını sizlere aktarmak üzere, görevlendirildim “ desem!

Deniz Hanım, en hafif tavayı alır,” adam kendine gel “ deyip,  bana , iki tane çakar.

İNSAN,neden mermer gerçeği bilmek,anlamak istemez !

Çünkü aslı astarı olmayana inanmak,yalana dolana kapılmak,OYALANMAK, kolaylarına gider de ondan.

Hele bir de “” vaad edilen”huriler, bal ve şarap akan cennet çeşmeleri varsa ki ; ”” ya varsa!”

VUR DAVULCU…

DOĞUMDAN ölüme kadar, haniyse, hep birilerinin “ istedikleri” yönde yaşar,dururuz.

GIKIMIZ çıkmaz.

AZ biraz gıkımız çıkarsa, KARŞIMIZA, ülkemizin en tehlikeli örgütü ,taş gibi dikilir:

ELALEM “” ne der sonraaa!”

ALTMIŞLI yılların, saçma sapan ,YEŞİLÇAM salon filmlerinde, sıkça kullanılan bir “” replik “ vardı:

“” AİLE ŞEREFİMİZ İKİ PARALIK OLUR, İNSAN İÇİNE ÇIKAMAYIZ!”

Bu “” ŞEREF” bey de, sanırım yürüme özürlüsü idi, düz yolda, habire yere kapaklanma tehlikesi yaşardı.

AKLIN ATLISI, bu toprakların insanlarının, SAÇMA SAPAN hayal güçlerinin, saplantılı gerçek dışı düşkünlüklerinin HIZINA yetişememektdir.

Size, (( bence )) ,çok ama çok sıra dışı bir örnek vereceğim.

İYİ okuyun…

AHMET TURAN ALKAN, bir zaman sıkı görüştüğüm, içtenliğine, hâlâ  saygı duyduğum bir kalem erbabıdır.

TÜRKÇE’yi kullanmadaki, “”OSMANLICA “ tutkusu dışında, tarzı ve üslûbu enfestir.

Türk basın yaşamında, üç  önemli yazısı , bence zirve eserlerdir.

Sırasıyla :

EZAN ZEYBEĞİ  ( hiç böyle bir zeybek duymamıştınız değil mi, benim gibi!)

ERİKA daktilodan, bilgisayara geçerken, DAKTİLOSUNA yazdığı , şükran ve teşekkür yazısı.Hoş, hem şükran hem teşekkür aynı köktür ya.Neyse.

Veee. Ülkemizde, “” sac sobayı” konuşturan , benim bildiğim , yegâne kalemdir.

ANCAK. İlk okuduğumda çarpıldığım, ATEŞ TECRÜBELERİ adlı , lezzeti doyumsuz çalışmasında, zaman içinde, çok ciddi çarpıklıklar görmeye başladığımı belirtiyorum.

Şimdi size, kitabın , 178. Sayfasından bir bölümü, satır satır aktaracağım, hem de büyük harflerle:

Başlık : EL MEDİNETÜ’L FAZILA ( bu adam ,sıvas doğumlu bir TÜRK !!!!!!??????)

“” MEDİNE’NİN FAZİLETİ, HİÇ ŞÜPHESİZ SÂKİNLERİNİN FÂZIL(*) KİMSELER OLUŞUNDAN İLERİ GELMEKTEYDİ.

(*) fazıl: Arapça, seçkin,erdemli üstün demektir.

DEVR-İ SAADET’İN YESRİB’İ, KERPİÇ DUVARLARI ÇAMURLA SIVALI VE ÜSTÜ HURMA DALLARIYLA ÖRTÜLMÜŞ SÂDEDİL MESKENLERİ,…… KOMŞULUK HUKUKUNUN TAYİN VE TAHDİT ( SINIRLADIĞI) ETTİĞİ SOKAKLARI VE ARAP ŞEHİRLERİ İÇİNDE, İSTİSNAİ BİR GÜZELLİK TEŞK,L EDEN HURMA BAHÇELERİ İLE…….. diyerek devam edip, gidiyor.

Şimdiiiiii.

Bir insan , kendinden yüzlerce yıl önce yaşamış, hasbelkader , İslam dini peygamberine ,geçici süre ev sahipliği yapmış bir kenti ve yaşayanlarını, 1450 YIL SONRA, NASIL BÖYLE betimleyebilir !

SANKİ, kendisi bir zaman yolcusu, bindi kıratına,BİR KOŞU gitti, gördü ve gelip yazdı.

Sorun, sadece AHMET TURAN  ALKAN değil ki…

MERSİN MUĞDAT camisinin çay ocağına takılırken, özellikle 40 yaşı aşkın “ Müslümanların”, birbirlerinin , karşılıklı teyid ve iltifatlarına sahip olabilmek için, “” AZİZİM “ diye başlayıp, “ MÜBAREK BİR GÜN “” diye devam eden, sesli “ foto “ roman öyküleri anlattıklarını, bundan da,inanılmaz bir İNANÇ ŞEHVETİ duyduklarını , bizzat yaşadım.

ZAMAN zaman da, sert bir şekilde ikaz etmişimdir de.

GIKLARI da çıkmamıştır  , sert ikazlarıma…

Bu durum, kesinlikle değişmemiş olup, daha da diplere sarıp,sarmalamaktadır “” durumunu”…

Bu kadar yeterli, SABAH için …

Görüşmek üzere.   



Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

    Bu Habere Henüz Yorum Yapılmamış..!



 
 HABERLER
 
ÖZET OLARAK TÜRKİYE
15. BÖLÜM

Tarih : 19.08.2024
Devamı...
 
 
ÖZET OLARAK TÜRKİYE
13.BÖLÜM

Tarih : 18.08.2024
Devamı...
 
 
 
 MAKALELER
 
BİR EMİNE ROMANI
İÇ DÜNYA ÖYKÜSÜ

Tarih : 10.01.2024
Devamı...
 
 
sonbahara merhaba
candan ve gönülden

Tarih : 14.10.2023
Devamı...
 
 
 
 GİYOTİN HAVUZU
 

ÖZET OLARAK
TÜRKİYE / SONBAHAR 1

Tarih : 21.10.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
8. KISIM

Tarih : 1.08.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
7. KISIM

Tarih : 31.07.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
6. KISIM

Tarih : 28.07.2024 |
Devamı...

 


 
 

 
 
ANASAYFA BİYOGRAFİ SIK KULLANILANLARA EKLE GİZLİLİK İLKELERİ İLETİŞİM


Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.

HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi | huseyinsungur.com © Copyright 2015-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA