DURUM “”vaziyetin”” , yakından görünümü…

Akademi’de okurken , ( İSTANBUL İKTİSADİ ve TİCARİ BİLİMLER AKADEMİSİ- Sultan Ahmet/ şimdiki MARMARA ÜNİ.), ülkemin, dünya çapında bilinen,son birkaç bilim adamına yetişip, öğrencisi olmuştum.

Akademi başkanımız ORD PRF NİHAT SAYAR, ORD PRF HALİL NADAROĞLU,ORD PRF REŞAT KAYNAR , ORD PRF SULHİ DÖNMEZER.

Bu insanların da , elbette , insan olarak, hataları,korkuları,endişeleri,saplantıları vardı.ANCAK ve ama , bilime bakış noktasında,tavizsiz idiler yani BİLİM NAMUSU onlar için , en önde duran SORUMLULUK idi.Bu insanların yanında, PRF VAKUR VERSAN, PRF KIVANÇ ERTOP,  DOÇ KENAN ERKURAL HOCALARIMIZ vardı.

 KIVANÇ ve KENAN HOCALARIM ile ilgili anılarımı ,özetle paylaşmak istiyorum.

Aşağıdaki alıntılara,ışık olması açısından. 

Kıvanç Hocam, mikro iktisat yani milli gelir , enflasyon gibi, DEVE DİŞİ konuların piriydi; ( dikkat/ duayen demiyorum.NEDEN!? Duayen,sanılanın aksine, ortaçağda, diploma almış ,öğretmen sevyesine gelmiş PAPAZLARA verilen sıfattı.Siz, buyurun ,gene,olur olmaz yerde kullanmaya devam ediniz!) ve acımasızdı.Ancak,haklıydı.

SİZ, bakkal ağzıyla yazıyorsunuz fakat ben sizden EKONOMİST ağzıyla , kafasıyla yazmanızı bekliyorum.YAZINCAYA kadar,geçemezsiniz derdi, AÇIKCA.

 İtiraf etmeliyim ki, KIVANÇ ve KENAN Hocalarım’dan,son sınav hakkımda geçebildim.

Fakat , MUHASEBE ustamız DOÇ KENAN ERKURAL’ın, O ZAMAN , muhasebe için söyledikleri, bugüne IŞIK tutar değerdedir.

İyi dinleyin / okuyun lütfen…

“ MUHASEBE BİLİMİ, KENDİNİ İHMÂL EDİP, CİDDİYE ALMAYANLARDAN, ÇOK AĞIR İNTİKAM ALIR…

MUHASEBE BİLİMİ, YALNIZCA,RAKAMLARLA YAPILAN BİR HESAP/KİTAP İŞİ DEĞİLDİR.AYNI ZAMANDA, BİR TOPLUMUN , ORTALAMA İŞ DÜNYASI VE DEVLET MOTORUNUN ,AHLÂKINI “DA” GÖSTERİR.

BİR TOPLUMUN  AHLÂKI, VERGİ OLGUSU İLE ÇOK KOLAY ANLAŞILIR.”

1979 idi galiba. İst.Ticaret Odası, Japonya’dan bir uzman getirip, İSTANBUL özelinde, bir tetkik yapmasını istemiş , sonuç,zamanın CUMHURİYET gazetesinde, özetle yayınlanmıştı.Minicik bir notum,arşivimde duruyormuş.Bakınız,adam ne diyor’du!!!

JAPONYA’da , nüfusun , % 80,85’i vergi verir.Sizde ise,   bu oran, VERGİ VERMEYENLER için geçerli.

Bir avukat ziyareti yaptık.ADAM, son beş yılını,hep zarar göstermiş ama kullandığı araba,son model MERSEDES…

O GÜNLERDEEEEN, bugünlere geldiğimizde, devasa “şirketlerimizin” , ÖKÜZ YÜKÜYLE vergi borçlarının silindiğini, buna, bir Allahın kulunun sesini çıkarmadığını,kahrolarak görüyoruz.

Şimdi,daha fazla gargara yapmadan,aşağıdaki alıntılara geçelim,okuyalım, korkmadan “” DÜŞÜNELİM!”

Cari açığın finansmanı ya doğrudan yabancı yatırım sermayesi ile veya dış borçlanmayla yapılır. Türkiye’de dış borçla yapıldı. Bu nedenle dış borç stoku arttı. Dış borçlarda temerrüt riski arttı. Dahası dış borçları geri ödediğimiz zaman net kaynak çıkışı olacaktır.

Türkiye’nin bir dış ticaret politikası yoktur.

Turizm Bakanı; 2022 yılı turizm gelirlerinin 46 milyar dolar olacağını açıkladı.

Bu sene Rusya’ya karşı olan dış ticaret açığı bir yıllık turizm gelirimizden daha fazla, 51 milyar dolardır. Çin’e karşı olan bir yıllık dış ticaret açığı da 38,5 milyar dolardır.

Rusya ve Çin için 2022 yıllık dış ticaret açığımız, 89,56 milyar dolardır. Eğer bu açığı düşürseydik, turizm gelirinin bir yararı olurdu. Şimdi ülke olarak çalışıyor ve turizmden kazanıyoruz. Plastik, bavul, incik boncuk almak için bunları Çin’e veriyoruz. Yani kendimize değil Rusya ve Çin’e çalışıyoruz.

Bu kadar yanlış, tesadüfen veya bilgisizlikten olmaz./ PRF ESFENDER KORKMAZ

Finansmana baktığımızda, net hata ve noksandaki artış ana finansman kaynağı olarak görülüyor. Net hata noksan girişi ise Ekim’de de devam etti. TCMB verilerine göre net hata noksan girişi Ekim’de 660 milyon $ oldu. Ocak-Ekim döneminde net hata noksan girişi 21 milyar $ olarak kaydedildi. Bu sürdürülebilir midir? Elbette değil…

Peki ya turizm gelirleri?

Çok şükür ki turizm gelirlerimiz var. Bacasız sanayimiz turizm en büyük itici güç… Önümüzdeki dönemde de etkisini sürdürecek. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “2022 yılsonu hedefimizi 51,5 milyon ziyaretçi ve 46 milyar $ gelir olarak bir kez daha yukarı yönlü revize ediyoruz. 2023´te hedeflerimiz çok daha büyük. 60 milyon ziyaretçi ve 56 milyar $ gelir” diyor. Sadece p andemide çok ağır bir hasar alan sektöre bel bağlayarak ilerlenebilir mi?// ekonomist ŞEREF OĞUZ’dan…

 Türkiye Cumhuriyeti'nin ve ulusal kalkınma uyanışının önü 1950'den sonra kesildi. Çok partili süreçle birlikte Demokrat Parti'nin Wall Street-Pentagon güdümünde dolar kaynaklı plansız, hesapsız kalkınma çabaları ardılı olan partiler eliyle daha da artırılarak sürdürüldü. Sosyal Demokrasi ve Sosyal Ekonomi anlayışı yerini rantçı müteşebbisliğe, bireyselliğe, siyasal islama, kirli siyasete, yolsuzluğa, yozlaşmaya ve şiddete terk etti. Liberalleşme adına devlet ve hukukla kavgalı hükümetler reform, değişim, dönüşüm ve dünyayla bütünleşiyoruz derken toplumsal sarsıntılar, 35.000 can alan terör ve art arda gelen askeri darbeler, borç batağı ve mali iflaslardan günümüz Türkiyesi'ne kıssadan hisseler..

Ersal YAVİ/ bir ülke nasıl batırılır “kitabından”…

Geldik bugünkü yazımızın sonuna…Ne diyor ESFENDER HOCA! Bu kadar yanlış(!)tesadüfen yahut bilgisizlikten olmaz…

Ya nasıl olur!

Evet,ya nasıl olur.

Bir tüyo vereyim size…Pakistan başbakanı, BENAZİR BUTTO ‘nun, kocası yüzünden siyasi hayatı bitmişti.

Neden!Çünkü,sürekli devlet işlerine burnunu sokup, ortalam % 10/ON,komisyon alırdı ve adı MR 10% / BAY YÜZDE ONA ÇIKMIŞTI.

Bilmem anlatabiliyor muyum!