ANASAYFA  |  ÖNERİ VE ŞİKAYET  |  İLETİŞİM

BİYOGRAFİ HABERLER MAKALELER GİYOTİN HAVUZU İLETİŞİM
EKSİK OLMAYIN YAŞIYORUM | HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi
  KADROMUZ
 
EKSİK OLMAYIN YAŞIYORUM

14. BÖLÜM

EKSİK OLMAYIN

Yaşıyorum .

14.00

Annemin çorbası …

  1. Bölüm

 

Orhan PAMUK , Nobel ödülünü alırken , geleneğe göre yapması gereken konuşmasına verdiği başlık , meraklısı bilir , “Babamın bavulu “ idi . İşi gereği , babası çok gezermiş . Sürekli de aynı bavul ile bu gezileri gerçekleştirirmiş . Tabi Orhan Pamuk da , haliyle , bu bavulu göre ,yaşaya büyümüş . Evde bir var , bir yok halde olan baba . Kimbilir , neler hissettirip , ruhunda biriktirmiş olmalı Pamuğ’un . Ben , babamı , bu denli uzun göremedim ; hepi topu , ondört buçuk yaşıma kadar görebildim . Bir ağustos sabahı , çekip  gitti . Kardeşlerimle ,  Namrun’da idik , nenemin bağ evinde . Annemler de , mide kanaması tekrar eden babamı ,apar topar hastaneye , önce Tarsus’a , sonra da , Adana Hayat hastanesine kaldırmışlardı . Ameliyata alınıyor , görülüyor ki karaciğer bitmiş , kanserleşmiş , yapılacak pek bir şey yok . Yarayı , dikip , kapatıyorlar . Sonra , uzun sürecek olan , iş ve okul yaşamı mücadelesi başlayacaktı .

Kimi zaman hasta olduğum zamanlarda ya da  babamın ,  çat kapı yemeğe  gelen , eşraftan arkadaşına , annem , lâhanadan bir çorba yapardı . Tadını hâlâ damağımda duyumsarım .

Kızım , çoğunluk İstanbul’da yaşıyor , lisansüstü yapıyor , mezun olduğu üniversitede .

Geçenlerde , W.uptan görüntülü aradım .

Soğuk almış , gerekli önlemlere başvurmuş , arkadaşı başucunda , sağlık içinde dinleniyor . Ama , sesi kırık . “ Bak dedim , sana bir ilâç yazdırayım , onu yapın evde ,sabaha bir şeyin kalmaz .”

“Eczaneler kapalı , nöbetçiyi nerden buluruz ki baba “ dedi . “Sana yazdıracağım ilâç , eczanelerde satılmaz . Evde lâhana , havuç ve sarımsak var mı “ dedim .

Varmış . “Ama çok gerekli olan bir malzeme var , kemik ya da kemikli et “!

Arkadaşı gitti , karşı sokaktaki büyük bakkaldan ,( AVM yerine ,market yerine bunu tercih ediyorum ) , iki parça gerdan aldı , geldi .

Kaynattı , suyundaki köpükleri süzdü  , sebzeleri ince doğrattırdım . Et suyuna bastırttım .

İnce doğranmış sarımsak , bir yemek kaşığı biber salçası ile az tereyağlı tavada çevrilirken , üstüne , iki tutam da kuru nane attırdım . Kısık ateşte kaynayan karışıma , azar azar eklettirdim . Tadın zirveye çıkabilmesi için , TURUNÇ sıkılması  gerekecekti  ama yoktu haliyle . Limon da iş görürdü elbette . Telefonu kapattım . Birkaç saat sonra arandım . Kızım , telefonda , şirin ,kısık sesiyle lezzet çığlıkları içindeydi . Baba ,nedir bu yahu diyerek , çorbadan aldığı keyfin sarhoşluğunu yaşıyordu .

“Kızım ,bu çorbanın özü , nenenin ,  “ anne çorbası “ dediğim , belkide Ruslar’ın , meşhur “borç “ çorbasına nazire yapan , çabucak pişebilen , babanın da sair girdilerle geliştirdiği bir çorba dedim .”!

Ertesi gün öğlene doğru , bir daha aradı . Sabah uyanır uyanmaz , kahvaltı niyetine , paça tadı bulduğu çorbadan , koca bir kase içmiş . Kendini çok iyi hissediyormuş .

Ben de yılların birikimi ile kendimi çok iyi hissediyor ve anladıklarımı , paylaşmaktan , büyük zevk alıyorum .

İnsan , gerçekte boş bir “ zihinle “ doğar . Bu durum , psişik dünyanın , en zorlu tartışma alanlarından birisidir , belkide en başıdır . Hücre bilimine göre , HÜCRE , öğrendiklerini aktarabilen bir özelliğe sahipmiş . Ama nasıl ! Sanırım , uygun ortam sağlanması halinde , depo edilmiş bilgiler , belli bir hızla ortaya çıkıyor olsa gerektir . Yahut , kolay öğrenme sağlanabiliyordur .

Bana göre , TÜRKİYELİ ( YA DA BAŞKA BİR YERLİ ) MÜSLÜMAN demek , ( SAADETTİN ÖKTEN / örselenmiş Osmanlıdan medeniyet umuduna / hayy kitap /Kasım 2013 , İstanbul ), kitabın arka kapağının en alt satırında öyle yazıyor ,  MÜSLÜMANLIK şapkası altında , ARAP kafatasçılığı yapmakla EŞDEĞER değerlendirdiğim bir ANLAYIŞTIR . Hem baba tarafım , hem anne tarafımda , bir dolu NAMAZLI insan vardı . Ben , bu insanların arasında büyüdüm . İtikatları dışında , hiç birisinin TÜRKLÜĞÜNÜ kaydetmediğini görmedim . Ne denli eğitim alırsanız alın , ne denli VARLIK BİLİMİ ( ontoloji ) ile uğraşırsanız uğraşın , varoluşunuzun önüne , DİNİ hele de saplantılı “ halinizi” koyarsanız , gözünüz ve aklınız ŞAŞIBEŞ olarak yolunuza devam edersiniz .

ORHAN KARAVELİ , 1930 Ankara  , “ bir ANKARA ailesinin öyküsü “ adlı , özyaşam öyküsünde , annesinin , “ SARI PAŞA kente gelinceye kadar , Ankara’da çokları , TÜRK olduklarını bilmezdi “ dediğini , çok iyi hatırladığını bildirir .

YAKUP KADRİ BEY’in büyük tartışmalara yol açan / YABAN / adlı romanında , zabitten Celal Bey’in , 1.harpten sonra sığındığı , Porsuk ırmağı kenarındaki , emir erinin köyünde , bir ikindi vakti , “ NEDEN YUNANA karşı savaşmadıklarını”” sorduğunda ,aldığı cevap , çok iç karartıcıdır ve KARAVELİ’nin annesinin bildirimini onaylamaktadır ; ONLAR TÜRKTÜR zabit bey . Peki siz kimsiniz ! Biz , elhamdülüllah Müslümanız …

Hilmi YAVUZ , romanın bu kısmını , ORYANTALİZM olarak eleştirmiştir . BU ,kat’i surette yanlış bir bakış ve tespittir . Öyle ki , hocanın , “ OSMANLI KİMLİĞİ “kitabının girişinde bir yerde , “ müslüman demek TÜRK demek” olarak alıgılana gelmiştir diyerek , amansız bir , bulanık kimliksizlik gerçeğinin altını çizer ve fakat YAKUP KADRİ Bey’i , oryantalizmle eleştirir . Bu ikili zihin durumunun ( bence böyle anlaşılabilmelidir )  , mutlaka bir izahı olmalıdır ve bence bu izah , KANETTİ’nin , “ körleşme “ romanının adından hareketle , YANLIŞ / hipnotik  GÖRME yahut ideolojik sözcüğünü , itikat ve/veya dinselliğin yerine kullanarak , İDEOLOJİK YANILSAMA şeklinde ,  “ taraftar söylemi / kesin inançlılık ( eric hoffer ) “ , düzenlememizde , bir sakatlık , yanlışlık görmüyorum .   

 

İnsanın , belkide TEKERLEKle birlikte , en büyük icadı , DİN olmalıdır . Peki , DİN ,yalnızca ÖLÜM / varoluş korkusuyla mı anlaşılabilen bir olgudur ! Peki , müslüman inancına göre , tek bir tanrı var ise , yerküremizin bir çok yerinde , 150’ye yakın tanrının / rabbin / allahın varolduğunu ,nasıl anlayabiliriz !

Ne dersiniz !

 

 



Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

    Bu Habere Henüz Yorum Yapılmamış..!



 
 HABERLER
 
TUTUNAMAMAK
NASIL BİR EDEBİYAT

Tarih : 17.12.2024
Devamı...
 
 
BÜYÜKEVİN HİKAYESİ
2.2. BÖLÜM

Tarih : 26.11.2024
Devamı...
 
 
 
 MAKALELER
 
BİR EMİNE ROMANI
İÇ DÜNYA ÖYKÜSÜ

Tarih : 10.01.2024
Devamı...
 
 
sonbahara merhaba
candan ve gönülden

Tarih : 14.10.2023
Devamı...
 
 
 
 GİYOTİN HAVUZU
 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
16. BÖLÜM

Tarih : 23.11.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK
TÜRKİYE / SONBAHAR 1

Tarih : 21.10.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
8. KISIM

Tarih : 1.08.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
7. KISIM

Tarih : 31.07.2024 |
Devamı...

 


 
 

 
 
ANASAYFA BİYOGRAFİ SIK KULLANILANLARA EKLE GİZLİLİK İLKELERİ İLETİŞİM


Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.

HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi | huseyinsungur.com © Copyright 2015-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA