ANASAYFA  |  ÖNERİ VE ŞİKAYET  |  İLETİŞİM

BİYOGRAFİ HABERLER MAKALELER GİYOTİN HAVUZU İLETİŞİM
ÖZET OLARAK TÜRKİYE | HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi
  KADROMUZ
 
ÖZET OLARAK TÜRKİYE

13.BÖLÜM

Özet olarak TÜRKİYE …

Doğançay’daki adam …

“” yaşadığımı itiraf ederken “…

  1. Kısım

 

 

A /

Tastamam elli yıl önceydi , 1974 sonbaharı . Liseyi bitirmiş , ERZURUM ATATÜRK üniversitesine , rahatlıkla ön kayıtla girebilecekken , “ doğunun başbuğu “ dedikleri , MHPLİ Yılma Durak yüzünden tırsmış , kayıt yaptırmamıştım . O yıl , dershaneye gitmeye karar vermiştim .

Evimiz , o zaman MİTHATPAŞA mahallesi ,( şimdiki ANIT mahallesinde) , 278. Sokak , 21 numaralı evdi . Son yıllarda , mahallemizin b….nun çıkarıldığını , o güzelim , iki katlı , kimisi kiremit çatılı evlerin , üçer beşer yıktırılıp , neyseki çok katlı olmayan evlerin yaptırıldığını , CAN ACISIYLA görüyorum .

Evimiz , yaklaşık 200 küsür metre kare idi . Herkesin bir odası vardı .Benim odam da , güneye bakar , yıllarca GAMSIZ’ın (*) tarlası denen , AVCIOĞULLARI ailesine ait , ekilmeyen , üçgen biçimindeki boş araziyi görürdü .

 

B /

(*) Sanırım “” GAMSIZ” la ilgili , birkaç cümle yazmam gerekir .Gamsız’ın , 277 . sokaktaki , Enver Beyler’in evinde kiracıyken farkına varmıştım . Esas adı Cavit’di . Kir pas içinde bir adam , avuçlarını hafif bükerek , ön taraftaki tarlada dolaşır , “ tarla benim “ diyerek mırıldanır dururdu . Birgün babam , bisikleti ile “gazete “ almaya gönderdi Gamsız’ı . O mecnun haliyle , acaba gazete almayı becerir mi diyerek !İşini gayet güzel yapıp , gelmişti. Başka bir gün de , sokak kapısının açıldığı terasta , annem, nasıl olduysa Gamsız’la konuşmaya başlar . Annemle , takır takır fransızca konuşmaz mı ! Konuşmanın ilerleyen bölümünde , Gamsız Cavit , “ Selânik’de , eğitim dili fransızca olan bir okulda okuduğunu anneme söyler .” Fakat , benim bildiğim kadarıyla , TARLA BENİM GAMSIZ’ın esrarı , bir türlü bilinemedi .

  •  

 

Evet , bu kez 278. Sokağa dönelim tekrardan .Odamın önünden , şimdi , şehrin batısına giden , otobüs ve dolmuşlar geçiyor .

O zamanki yol , parçalı halde asfalt ve tarlayla arasında , kör bir dere bulunurdu . O dere , doğuya doğru gider , 1968/69 kışındaki selden sonradoldurulan KALBURCU deresine akardı .

Selden sonra , KALBURCU deresi , dolduruldu .

Stadyum yönüne giderken , sağ tarafta kalan KALBURCU deresinin doldurulmuş kısmına( Kız ve erkek sanat okullarının tam karşısı ), 1980 öncesinde de , sıra sıra apartman inşa edilmişti . Ne güzel değil mi !

Oturduğumuz ev , rahmetli Avukat Mahmut Erdemin’di .

Ç /

1973 sonbaharında , İst. Kabataş Erkek Lisesi , son sınıfına başladığımda , dünyayı ve Türkiye’yi kasıp kavuran , kısa zamanda, baskı üzerine baskı yapan bir kitapla tanışacaktım ki bu kitap , sanırım , ömrümün sonraki bölümlerinde , beni kırbaçlayacak olan , anlama bilme keşfetme duyularımı besleyip , büyütecekti . Neydi bu kitap : ERICH VON DANIKEN adlı bir İsviçreli’nin yazdığı, “ tanrıların arabaları “ adlı , renkli ve siyah beyaz fotolarla desteklenmiş bir kitap .

DANIKEN , özetle , dünyamızı , bir zamanlar , “ dış uzaydan “ gelen , yüksek bilgili varlıkların ziyaret ettiğini , bir çok bilgiyi , bize verdiklerini ileri sürüyordu .

 

D /

O zamanki , KABATAŞ LİSESİ yönetiminin, gerçekten tuhaf saplantıları vardı . Örneğin , radyo yayın odamızda , yatılıların zamanında uyanmaları için , müzikli uyandırma yapılır , ders aralarında güzel şarkılar dinletilir . Ancak , ŞENAY’ın , “ hayat bayram olsa “ şarkısı yasaktı , çaldırılmazdı . Neden! Biz yatılılar , gurbette yaşıyoruz ya , bu şarkıyı dinlerken kafamız karışır , hayallere dalar , gerçeklerden uzaklaşırmışız . Yahuuu. Dünyanın en güzel su yollarından , İSTANBUL BOĞAZI’nın usul usul akışına bakarak , insan , ne hayaller kurmaz mı ! Kırkta yılda birŞENAY dinletilince mi , hayallere dalacağız . Alın size , Türkiye’nin has liselerinden birinin , yetmişli yıllardaki , yönetim anlayışı .

Xx İşte Kabataş’ a , bu kitabın girmesi yasaklanmıştı . Kitabı ben sokmuştum okula . Burda , bu kitap için ,ayrıntıya girmeye gerek yok . xx

E /

1974 sonbaharında , 278. Sokaktaki evde , GAMZSIZ’ın tarlasına baka baka , bilmem kaç adam boyu çam ağaçlarının , birbirlerine yaslanarak çıkardıkları hış hış seslerini dinleye dinleye …

Üçgen biçiminde olan tarlanın , uzun kenarındaki , onlarca KAVAK ağacının , yapraklarını titrete titirete sallanmaları , şu andaki evimde olan , çalışma masamda otururken , bana , anlaşılmaz bir ruhsal zevk veren , merakla izlediğim doğa hareketleri idi . Sonra ne , nasıl oldu , tam hatırlamıyorum … Birgün odamda , yere serdiğim bir savanın üzerine dizdiğim , 15, 20 tane kadar kitap göründü . Sabahlara kadar tarlaya , ağaçlara , gökyüzüne bakıp , kitap okumaya başlamıştım . Belleğimde tek kalan kitap adı , ABDÜLKADİR GEYLANİ’nin , sanırım , varlık-yokluk üzerine yazdıklarıydı . 19 yaşında bir ufaklık , ABDÜLKADİR GEYLANİ gibi bir zirveyle , nasıl başederdi ki … Vallahi yarı anlar , yarı patlar okuduk GEYLANİ’yi . Geylani , bu kitabıyla , gökyüzüne , daha da merakla bakmama neden olmuştu .

F /

 

Bu arada , annem birgün , “ Ahmet Dayım , seni Mersin’e bekliyor , özlemiş , git dayımı bir gör “ deyince , soluğu dayımızın yanında aldım .

Sohbet başladı . Ahmet Dayı , “ Sen , bayağı okuyormuşsun , neler okuduğunun farkında mısın “ diye sormuştu .

Ben de , bilir bilmez , “Farkındayım “ dedimse de, “Bunlar ağır eserler , bunları okumak için , temel yapmış olmak gerekir , böyle bir temelin var mı yeğenim “ deyince , büyük dayıma , arpacı kumrusu gibi bakmıştım .

Elbette yokdu . Ama itiraf etmeliyim ki , okurken , müthiş tahrik oluyor , sanki bir bilinmezin peşinden gidiyormuşum da, biraz sonra , kuyruğunda yakalayacakmışım gibi geliyordu . Elbette , her seferinde de , o kuyruk , elimden kayıp , gidiyordu . Bu da beni sinir ediyor , daha bir kucaklayıcı şekilde , okumaya girişmeme neden oluyordu .

Yıllar sonra , EINSTEIN ‘ın , “” hayat üzerine notlar “ hatıratını okurken , rasgeldiğim bir kısım , beni hem çok şaşırtmış , hem de çok güldürmüştü .

G /

“BİZİM ALBERT” , ilgili bölümde , evrenin , “ zihnen” keşfine yönelik , şöyle diyordu :

“” HER SEFERİNDE , BU BÜYÜK GİZEMİ ÇÖZDÜM DİYORUM , AMA HER DEFASINDA BU BÜYÜK BİLGİ , KENDİSİNİ BENDEN , USTALIKLA GİZLİYORDU . KORKARIM , BU , BEN ÖLÜNCEYE KADAR , BÖYLE SÜRECEK “ .

Okuduğunuz gibi , ALBERT de , benden çoook , önce , “no’luyor” lan yukarda , aşağıda deyip , peşine düşmüş , HAKLI OLARAK , ama her seferinde , evren abi , onu kandırmış .

H /

Ahmet DAYI , ben , kendine kumru gibi bakarken , hiç ummadığım bir soruyla , sohbetin sınırlarını genişletti . İlimle , bilimle uğraşmak istiyor musun !

Ben de , “ Matematik ve fizik okumak istiyorum” demiştim .

“ O halde , beni iyi dinle “ dedi :

Doğup , büyüdükleri evde , babaları , mısır kökenli olmasından dolayı , ( ibrahim mısri ) , kültür dili olarak , arapça konuşulurdu .

Bir arap atasözünü , önce arapça , sonra da , çok açık ve anlaşılır bir şekilde , TÜRKÇE söyledi :

İLMİ TALEP EDEN / İSTEYEN KİŞİ , BU UĞURDA , SABAHIN İLK IŞIKLARINI GÖRMEYİ , GÖZE ALABİLENDİR dedi ve çayından bir yudum aldı .

 

 

 

 

 



Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

    Bu Habere Henüz Yorum Yapılmamış..!



 
 HABERLER
 
ÖZET OLARAK TÜRKİYE
15. BÖLÜM

Tarih : 19.08.2024
Devamı...
 
 
ÖZET OLARAK TÜRKİYE
13.BÖLÜM

Tarih : 18.08.2024
Devamı...
 
 
 
 MAKALELER
 
BİR EMİNE ROMANI
İÇ DÜNYA ÖYKÜSÜ

Tarih : 10.01.2024
Devamı...
 
 
sonbahara merhaba
candan ve gönülden

Tarih : 14.10.2023
Devamı...
 
 
 
 GİYOTİN HAVUZU
 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
8. KISIM

Tarih : 1.08.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
7. KISIM

Tarih : 31.07.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
6. KISIM

Tarih : 28.07.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
5. KISIM

Tarih : 28.07.2024 |
Devamı...

 


 
 

 
 
ANASAYFA BİYOGRAFİ SIK KULLANILANLARA EKLE GİZLİLİK İLKELERİ İLETİŞİM


Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.

HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi | huseyinsungur.com © Copyright 2015-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA