ANASAYFA  |  ÖNERİ VE ŞİKAYET  |  İLETİŞİM

BİYOGRAFİ HABERLER MAKALELER GİYOTİN HAVUZU İLETİŞİM
ŞEYTAN | HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi
  KADROMUZ
 
ŞEYTAN

VE MATEMATİK

Şeytan ve Matematik…

 

2. Bölüm

 

( Sevgili – Prf. DR - METE TUNÇAY , Ank. Yıldırım Bölge cezaevinde yatarken, TÜRKİYE’de SOL AKIMLAR adlı, doyumsuz çalışmasını yazdı.

METE HOCA, lâfını hiç esirgemeyen biridir.

 

Kitabın önsözü , bence çok trajiktir.

“Bu kitabı” diye başlar METE HOCA, “Kendileri hakkında yazıldığını bilmeyen ve hiçbir zaman da okumayacak olan koğuş arkadaşlarıma ithaf ediyorum” diye bitirir.

 

Ben de bu makalemi, haddimce , METE HOCA’ya ithaf ediyor ve  yararlandığım kaynakların adını vermesem de, huzurunuzda kendilerine sonsuz saygılarımı sunuyorum…

Bilmem anlatabildim mi! ))

 

 

Yani onlar, “ HACI”” Aristo EFENDİ’nin Mantığı’nın cevaz verdiği ( uygun gördüğü / imkân sağladığı )  “basit çelişki”lerden yararlanmak üzere, “Allah-Şeytan” çelişkisi uydurarak işin içinden çıkmayı düşünmüşler, ama gerçekte, Allahları’nın –her an- Şeytan’la yer (veya rol) değiştirebildiği bir İKİLEME / paradoksa saplanmışlardır; iyilik tanrısı, kötülük tanrısı şeklinde kurgu yapmış ÖNCÜLLERİ ( evvelkileri )  / selefleri politeistler gibi…

 

/// (( Hacı )) ARİSTO amca , büyük ATİNALI filozof , ilk yıllarda arap Müslümanların dikkatini çeken ve ciddi etkilendikleri zihinlerden birisidir.

ACABA bizim TÜRK Müslüman / hesapta/ bilginlerden , son 100,150 yıl içinde, bir tane adam gibi “”ARİSTO”” bilen var mı ki!

 

Hiç sanmam.

Üzgünüm.///

 

Örneğin ZERDÜŞT’teki iyilik / kötülük yani AHURA MAZDA ile EHRİMAN  gibi!

 

 Gerçekten de, bugün, herhangi bir Zooloji( HAYVAN BİLİMİ )  ÖĞRENCİSİ  bile bilir ki, bir “habitat” (( DOĞAKİ YAŞAM ALANI )) içindeki herhangi bir hayvan türü, ekstradan/ FAZLADAN  beslendiği taktirde, nüfusunun olağanüstü artmasıyla birlikte, tüm “yaşam sahası”nın dengesini bozar; ve de onun mahvına sebep olur ,  olabilir.

 

 İşte peygamberler, tam da bu hayâtî  noktada yanlış yapmışlar, ve insanların ürettikleriyle alabildiğine beslenip üreyebilecekleri yönünde fetvâlar vermişlerdir; Allah’ları nâmına… 

 

Ama buna rağmen Kuran’da, “Allah’la aldatmak” diye  bir “günah” da zikredilmiştir; sanki –herşeye muktedir- bir yaratıcı, kendinin istismar edilmesine engel olamazmış gibi…

 

Oysa Matematiksel Mantık ((  Diyalektik Antropoloji’yle ))  artık anlaşılmaktadır ki, insanlara, “helâl(!) kazançlarınızla dilediğiniz gibi yiyip üreyin”  mesajı vermekte olan dinsel doktrinlerin hepsi esastan, insanları günaha sokmaya çalışmakta, ve şeytana hizmet etmektedirler. 

 

Zira, üretim yapmayı başaran insan aklı, sayma(ritm) ve sıralama melekelerinin mahsûlü olarak, beslenme ve üreme içgüdülerinin frenlenmesiyle (tabularla) ortaya çıkmış bir kumanda merkezidir.

 

 Ve onun için de, bu tabusal frenlerin münâsip kurallarla her zaman korunması gerekmektedir; akıl sağlığı için

 

Oysa Kapitalizm rejimi, değil bu fren mekanizmalarını korumak, onların yok edilmesi (tüketim teşviki) üzerine kurulmuştur; dinlerin de angajmanıyla…

 

Yani deminden beri ŞEYTAN şeytan diye , avaz avaz yazageldiğimiz  “ kavram” ya da varlık , aslında ,bizzat insanın kötülüğe (( YANİ KENDİ İÇİNDEKİ VAHŞETE , AZ GELİŞMİŞLİĞE )) hizmet ederek yarattığı , MANYAKÇA TÜKETİM koşuşturmasından başka bir şey değildir.

 

Çünki, beslenme ve üremeyle insan popülâsyonunun ( NÜFUSUNUN)  artması, hem genel tüketim talebinin artması şeklinde, hem de –krize girildiğinde- “insan itlâf programı”nın, yani “savaş”ların ve silah tüketiminin devreye girmesiyle, hep kapitalistlere hizmet etmektedir.

 

Bunu , 20 ve 21. Yüzyılda sürdürebilemnin en kestirme yolu da, DİN savaşlarıdır.BATI AVRUPA ( bana göre  viyanadan başlayıp, okyanus sahillerine uzanan coğrafyadır ), bu işleri , birkaç yüzyıl önce , sokaklar dolusu KAN AKITARAK, iyi kötü tatlıya bağladı.

 

XXX

Orta doğu DİNLERİNDEN İsevilik yani hristiyanlık , batı-doğu kilisesi diye ikiye ayrılarak , kendini nispeten orta doğu KAN GÖNÜLDEN kurtarabildi.

AMA yine de uzun süre LÜBNAN içsavaşı adı altında, HRİSTİYAN FALANJİSTLER yani faşistler , MÜSLÜMAN MARKSİSTLER diye iki cepheye ayrılarak, BATININ SİLAHLARINI tüketip durdular.

Yetmedi , bu kez İRAN-IRAK savaşı çıkartıldı.

 

Gerisi malûm… ))

 

Konumuza dönüyoruz.

 

 

Matematik’te, limit ve integral kavramlarının (ve hesaplamalarının) ortaya çıkmasıyla, insanlığın 17-18.Yüzyılda ulaştığı bilinç seviyesi, eskiye nazaran öylesine kalitatif( yani üst kalitede ) bir fark yarattı ki, ondan sonra artık, Aristo Mantığı’nın çöpe atılması farz oldu. Çünki, Aristo Mantığı’nın geçerli olduğu bütün tarihî devirlerde mesela, bir tavşanla kaplumbağ arasındaki yarışta, tavşan biraz geriden start aldığında, kaplumbağa’yı hiçbir zaman geçemeyeceği, gâyet mantıklı olarak –ciddi ciddi- iddia edilebiliyordu; açıkça görülen realiteye rağmen… Zira, geriden çıkış yapan tavşan, kaplumbağa’nın çizgisine gelinceye kadar geçen zamanda, kaplumbağa, daha ileriye gider, tavşanın arayı kapatmak için yeniden yapacağı koşu süresinde de kaplumbağa tekrar bir miktar yol alır ve dolayısiyle de aralarında, kaplumbağa lehine daima (sonsuza kadar) bir mesafe kalır diye düşünülüyordu; limit kavramı ve hesabı bilinmediğinden…

 

 İşte peygamberler de aynı mantıkla düşündükleri içindir ki, insanlığın bir gelişme limitinden ( sınırından )  sonra, kalitatif // ÜST KALİTELİ //  bir bilinç sıçraması yapabileceğini tasavvur dahî edemiyorlar ve dolayısiyle de, her mahlûk gibi miadını doldurup munkariz (( çöküleceğini,batılacağını ))  olacağını  düşünerek  “Kıyamet” kehânetini yumurtluyorlardı; Uzay’ı da, ancak öldükten sonra –rûhen- gidilebilecek metafizik (ulaşılmaz) bir alan olarak gördüklerinden…

 

AMA AMA  VE HATTA YİNE AMA…

 

Sonsuzlar matematiğinde, limit ve integral problemlerinin çözülebilir hâle gelmesiyle insanlık bilinci, metafizik bir –muhayyel- öteki dünya veya ahret mekânını iptal etmiş ve dolayısile de “Allah” diye bir sıra dışı varlığa (mit’e) mahal bırakmamıştır. 

 

Zira metafizik bir “öbür dünya” kavramı, sonlu kümeler ve kategoriler düşüncesinin çâresizliğinden neşet etmiş / ORTAYA ÇIKMIŞ /  bir nosyondur YANİ ALGILAMA ALANIDIR...

 

 Oysa sonsuz diziler ve matrikslerin limitlerinin hesap edilebilmesiyle, zaten farklı bir alana veya âleme geçilmektedir; ve dolayısile de, sonlanma neticesinde tahayyül ( DÜŞÜNSEL OLARAK KURGULANABİLEN ) edilen müteakip (( ARDI SIRA GELEN ) bir metafizik (maddi olmayan) alan veya âlem kurgusuna gerek kalmamaktadır. Nitekim, genel olarak mikrokozmos fiziği ve özel olarak da Kuantum Teorisi, böyle doğmuş veya yaratılmıştır.

 

 Yani bu da demektir ki, sonsuz dizilerin ve matrikslerin limit problemleriyle, bulunduğumuz fizikî âlemin içini (mikrokozmos’u) derinliğine keşfedebilmek ve dolayısile makrokozmos’u da, başlangıcından îtibâren tümüyle kavrayabilmek mümkündür; metafizik bir alan bırakmamacasına…

 

Ama buna rağmen dinsel mavralar (masallar), yine de dillendirilmeye ve kaale alınmaya devam EDİLMEKTEDİR; çoğunluğun matematiksel mantıktan anlamaması, ve de insanlığın, düzgün-doğru (lineer) kronolojik bir gelişme gösterdiği hikâyesini vaaz eden klâsik antropoloji // İNSAN KİMDİR bilgisi // tedrisâtının – eğitiminin , hâlâ sürmesi yüzünden…

 



Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

    Bu Habere Henüz Yorum Yapılmamış..!



 
 HABERLER
 
TUTUNAMAMAK
NASIL BİR EDEBİYAT

Tarih : 17.12.2024
Devamı...
 
 
BÜYÜKEVİN HİKAYESİ
2.2. BÖLÜM

Tarih : 26.11.2024
Devamı...
 
 
 
 MAKALELER
 
BİR EMİNE ROMANI
İÇ DÜNYA ÖYKÜSÜ

Tarih : 10.01.2024
Devamı...
 
 
sonbahara merhaba
candan ve gönülden

Tarih : 14.10.2023
Devamı...
 
 
 
 GİYOTİN HAVUZU
 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
16. BÖLÜM

Tarih : 23.11.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK
TÜRKİYE / SONBAHAR 1

Tarih : 21.10.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
8. KISIM

Tarih : 1.08.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
7. KISIM

Tarih : 31.07.2024 |
Devamı...

 


 
 

 
 
ANASAYFA BİYOGRAFİ SIK KULLANILANLARA EKLE GİZLİLİK İLKELERİ İLETİŞİM


Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.

HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi | huseyinsungur.com © Copyright 2015-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA