YOLLARDAKİ yolculuğum…
- kısım
Öykülemeye giriş…
( yollar bittiğinde, yolculuk biter mi?)
Bugüne kadar tanrını/Allahın/ varolup olmadığı,çoğunlukla FELSEFE ve ilâhiyat – teoloji(*) alanına sıkışıp,kalan bir konu olmuştur.
(*) teoloji , tastamam TANRI bilim demektir, islamiyette karşılığı yoktur. İlâhiyat,kanımca ,tanrı bilim çevrimini , kuşatmamaktadır.
(Alıntı AYTUNÇ ALTINDAL )…
Bilim,özellikle FİZİK –KİMYA ve biyoloji alanları,bu sıkışmayı uzaktan,izleyip durdular.
Bilim dediğimiz kavram ya da anlama alanı, mucizelerin yaratıldığı bir saha değildir.Varların yok,yokların da varedildiği,safsata cenneti olmasına izin verilmeyen,buna rağmen, sızıntıların ara sıra intihar saldırıları yaptığı da görülmüştür.
Demekki size, “”YOLLARDAKİ(içsel) yolculuğumu”” anlatmadan önce, BİLİM konusunda, bir ortak anlayış masasına, doğru anlamalara varmamızı teklif ediyorum.Bu teklifden sonra, öykümüze geçelim diyorum…
Bilim,(( temelde )) şapkadan tavşan çıkarmak değildir.
MODEL kurmaktır.
MANTIK ardışıklığı üretmek, “”doğru sıralama ilkelerini”” arama bulma ve bildirme sorumluluğudur.
MADDE, malûm, klasik fizikte, üç halde bulunur.KATI SIVI GAZ ya da tersindirirsek , GAZ SIVI KATI, DOĞRU SIRALANMASIDIR.
Bir dürdüncü hali tanıştırayım: PLÂZMA…
ANCAK, maddenin, özel haller kurulabildiğinde, bu sıralamayı bozabildiğini de biliyoruz.
Nedir o!
SIVI hali atlayıp, katıdan gaza,yahut gazdan katıya geçiş vardır ve buna “sublimasyon” denir.
Yani, yaşamımızı ardışık mantık ölçüleriyle kurarken, bu ölçülerin dışına da çıkılabileceğini söylemek istiyoruz…
SONRA dikkat etmenize işaret ederek:
KEMAL TAHİR’in bir tenbihini anımsatıyoruz.
Ûstad, “Kadının orospuluk edeninden hiç korkmam,çok da saygı duyarım, yiğittir,saklanmaz.Ama ben esas, FİKİR orospusundan korkarım” derdi.
Burada, son derece geniş ve korkusuz bir alanda, tüm varoluşumuzun nedenselliğini tartışacağız,yazacağız,bildireceğiz.
Ama öykü biçiminde olacak bu “bildirim”…
Hazır mısınız!
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmamış..!