ANASAYFA  |  ÖNERİ VE ŞİKAYET  |  İLETİŞİM

BİYOGRAFİ HABERLER MAKALELER GİYOTİN HAVUZU İLETİŞİM
SABAHA KARŞI | HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi
  KADROMUZ
 
SABAHA KARŞI

FİZİK 1

Sabaha KARŞI fizik…

1

( Şinasi’ye biraz ara veriyoruz…)

Tarsus’tan trenle,ara sıra , büyük dayım Ahmet G. İle sohbet etmeye gelirdim.Eski öğretmen evinin hizasında, Erdemli garajının bitişiğinde, büyük bir mağazası vardı.Torna tezgâhından tutun da, yan keskiye kadar, yığınla hırdavat ürünü satardı.

Fakat ilginç bir tutkusu vardı; bilim konuşmaya bayılırdı.Babası, mısır göçmeni olduğu için, çok iyi derecede mısır arapçası da bilirdi.

Liseyi bitirdiğim yılın ertesinde,haddimi aşarak,acaip tasavvuf / fizik vs kitapları okumaya dalmış, anamı bayağı tedirgin etmiştim.Bir gün ,dayımın beni çağırdığını, sohbet etmek istediğini söyledi annem.Şaşırmıştım elbette.

Dükkâna varıp,dizinin dibine oturduk.Anam, en büyük yeğeni olduğu için,O’nu ayrı severdi ve içtendi bu sevgisi.

Anam,yapmakta olduğum sıra dışı okumaları, kendisine bildirmiş olmalı ki, lafı eğip,bükmeden oraya getirdi.

İşte size,45 yıl öncesinden, bir nasihatın/öz bilim sevgisinin,ana hatları…

Önce,söz konusu kitapların(*), haklı olarak ağırlığından söz ederek,kişisel bilgi birikimimin , onlar için yeterli olamayacağını, sevimli bir şekilde anlattı.

(*) O yıllardan , belleğimde kalan, yalnızca MUHİDDİN ARABİ ve ABDÜLKADİR GEYLANİ’nin , “” varlık felsefesi “ diyebileceğimiz yazıtları idi.

19 yaşında çocuk, ARABİ ve GEYLANİ okumaya duruyor ve okuyor da!

Sonra,dayım, sözü,( anne) dedesi MAHMUT Ş.’ye getirerek, büyük büyük dedemin, ne denli bilim ve varlık/varoluş düşkünü ve araştırmacısı biri olduğundan söz etti.

(Bunu apayrı bir yazı başlığı olarak,paylaşmak isterim.)

Beni O’na benzettiğini söyleyerek, SORGULADI…

Dedim ya, babası mısır göçmeni olduğu için, çok iyi mısır ağzı Arapçası vardı dayımın.

Babasından öğrendiği bir mısır atasözünü, bana aktardı.

Tabi önce Arapça olarak…

TÜRKÇESİ şöyle: bilimi isteyen/talep eden kişi, sabahın ilk ışıklarını görmeyi, göze alandır yahut almalıdır…

BİLİM adamı olmak istiyorsan,hakkını vereceksin “demişti” dayım.

Bilim adamı olmadık ama sanırım,hayli  meraklı biri olduk.

Akşam, ilginç olduğunu tahmin ettiğim bir filme takıldım; bilim kurgu.

Yanılmadım.

 Basitmiş gibi görünen bir konu…ANCAK, sona doğru patlıyor ve benim gene tebessüm etmeme neden oluyor.Yani, yanılmadın ciğerim, bak yarın neler olacak diyorum kendime.

Bekleyeceğiz filmin “” konusunun” , yaşama geçirildiği günü görmek için.

SIKILMIYORSUNUZ değil mi!

MARS GÖREVİ/ mission to MARS filmini izlemiş miydiniz! Sanırım,  beş altı kez izledim .Bu türdeki “” BAZI”” filmlere ,mim koyarım kendimce.Yahu, bu adamlar bu filmi, boşuna yapmamış da, dur bakalım derim ama.

SOSYAL bilimler, köpek gibi takip ister. Fen bilimleri değil ki;  formülü orda durup, durur,sen, dönüp dönüp bakarsın.

Bir kaçırdın mı esas “ düzeneği”, işin var,ara ki bulasın…Film bilim kurgu ama, bize,sosyal bilim tarzında aktarılıyor.

FİLMDE bir MARS robot jibi var.( Burası çok önemli…)

Uzaktan da kumanda edilebiliyor.Çok marifetli…

ZATEN filmin başlangıç bilgilerinde YAPIMCI, NASA’YA ---ABD HAVA KUVVETLERİNE—NASA’YA çizim yapan mühendislik şirketine ve özellikle bütün bu işlerin BEYNİ durumundaki, JPL ye ,vurgulayarak teşekkür ediyor.

JPL : jet propulsion laboratory…

JET İTİCİ GÜÇ LABORATUVARLARI…Nasa’nın tüm roketlerini hazırlayan teşkilat. Tamam mı!

Dedim ya,  bu FİLM/MARS GÖREVİ,boşuna çekilmediiiii…

2002,2003 OLMALI. CNN amerikanda, gündüz, bir alt yazı geçti.Gece yarısı,feşmekân saatte, NASA’YA bağlanarak, HUBBLE teleskopu üzerinden, MARS’A gönderilen, “”OPPORTUNITY 1 / fırsatçı 1”” mekiğinin, MARS yüzeyine inişini, naklen vereceğiz...

O saat, gece yarısından sonra,””1 ,2 “” olmalı.Ekranın önündeyiz…Bir paraşüt iniyor MARS’A…Ucunda bir sandık. Sandık yere inince açılıyor veee içinden, çat çat çat diye adeta kendi kendini monte eden bir JİP çıkıyor…

Aaaaaaaaaaaaaaaaa…….

Mars Görevi filmindeki JİP buuuu…

VERİLEN ince mesaj, anlaşıldı.

Haaa, bu arada biri , açık havada cıgara yasağıyla, İsrail haritasıyla, kaşıkçı cinayetiyle, mursi bilmem nesiyle, CAMBAZA bakın oyunu oynuyor…EFENDİLER DE Mars ile…

İşte aradaki IQ farkı bu.

Efendin(!) sana ne dediyse, ona uymak zorundasın.Seninkiler de, uyyyy ,vaaayyy asrın lideri, uçan TÜRKİYE’nin kahramanı, avrupaya meydan okuyan yeni padişah falan diye yağlama/yıkama çekerler.

NEYSE…

Bu geceki filmimizin adı , SPECTRAL idi.

Spectral, hayali/ görüntüsel demek…

Konu,hayli çetrefil ancak kişisel düşüncem, bir yerlerde denenmekte olduğu yönündedir.

Takip eden yazıda, konuyu açacağım.

 



Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

    Bu Habere Henüz Yorum Yapılmamış..!



 
 HABERLER
 
TUTUNAMAMAK
NASIL BİR EDEBİYAT

Tarih : 17.12.2024
Devamı...
 
 
BÜYÜKEVİN HİKAYESİ
2.2. BÖLÜM

Tarih : 26.11.2024
Devamı...
 
 
 
 MAKALELER
 
BİR EMİNE ROMANI
İÇ DÜNYA ÖYKÜSÜ

Tarih : 10.01.2024
Devamı...
 
 
sonbahara merhaba
candan ve gönülden

Tarih : 14.10.2023
Devamı...
 
 
 
 GİYOTİN HAVUZU
 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
16. BÖLÜM

Tarih : 23.11.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK
TÜRKİYE / SONBAHAR 1

Tarih : 21.10.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
8. KISIM

Tarih : 1.08.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
7. KISIM

Tarih : 31.07.2024 |
Devamı...

 


 
 

 
 
ANASAYFA BİYOGRAFİ SIK KULLANILANLARA EKLE GİZLİLİK İLKELERİ İLETİŞİM


Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.

HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi | huseyinsungur.com © Copyright 2015-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA