ANASAYFA  |  ÖNERİ VE ŞİKAYET  |  İLETİŞİM

BİYOGRAFİ HABERLER MAKALELER GİYOTİN HAVUZU İLETİŞİM
MEHMET ALİ AYBAR | HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi
  KADROMUZ
 
MEHMET ALİ AYBAR

ALEXANDR DUPÇEK

SONSUZ ( SUNGUR ) BEY TARİHİ’NDEN

BUGÜNLERE İLİŞKİN…

 

SÜT EKMEK GAZETE…

  1. BÖLÜM

OLAY, SÖZDE sosyalizm TARİHİNE, “PRAG” baharı olarak geçmişti.

ÇEKOSLAVAK komünist partisi GENEL sekreteri, alexandr dupçek, GÜLER/YÜZLÜ BİR SOSYALİZMİN,İNSANI MERKEZE ALAN BİR ANLAYIŞIN YERLEŞMESİNE GAYRET EDİYOR, yobazlardan, ciddi ölçüde engelleme görüyordu.

(( ARTHUR KOESTLER’in sıfır ve Sonsuzluk adlı romanından uyarlanan,YVES MONTAND’ın başrolünü oynadığı filmi,bu tarihin , içtenlik dolu kesitini öğrenmek istiyorsanız, mutlaka izleyin.))

Bizi taşıdıkları yeni yurt,şehrin dışında, bir çift oda, temiz banyo ve ortak bir mutfağı vardı.

Alman Norbert Turulsky , şişme yatağında yerde, ŞEKSPİR’in hemşehrisi Geoff Wood da, karşı yatakta yatıyor, bitişik odada da, iki PRAGLI yoldaş kalıyordu.

O gece, “pivoyu ( bira)” biraz fazla kaçırmıştım.

“ Anlat bakayım, PRAG baharını yaşadınız mı “ dedim.

Esmerce olan FRANC, “Bizim ev, merkez parkı çaprazdan gören bir sokağın başındaydı. Balkonumuzdan, 100,150 metre kadar ilerde, parkın geniş kaldırımının üzerindeki, büyükçe ihtiyaç büfesini görebiliyorduk. 

ANNEM ve babam, DUPÇEK’in GÜLER YÜZLÜ/İNSAN MERKEZLİ sosyalizmini gerçekten benimsiyorlar ve zihnen, dönüşebileceklerini düşünüyorlardı.

O büfeye,her sabah, güneşin doğmasına yakın, SÜT EKMEK VE GAZETE gelirdi.

Ben, 10,11 yaşlarındaydım. O gün sabah, annemler beni sütü ve ekmeği almaya göndermediler.

Çünkü gelmemişti.

Gazeteler  de gelmeyecekti.

Sokaklarda, alışılmadık bir ıssızlık vardı. Kardeşimle ben, korkmaya başlamıştık.

Annemle,babam aralarında,fısıltıyla konuşuyorlardı.

ÖĞLENE doğru, göremediğimiz sokakların içinden,PALET sesleri gelmeye başlamıştı.”

 

EVET, günlerdir beklenen, SOVYETLER’in, aslında RUSYA demek gerekir, Çekoslavakya’ya , DUPÇEK reformlarını, batıya özeniyor, diğer “uydu” ülkelere de örnek olur bahanesiyle “müdahalesi” gerçekleşiyordu.

KISACA RUS tankları, 1956’da, Macar “isyanını” bastırdıkları gibi, ÇEKOSLAVAKYA’ya da, bir uçtan girip, öbür uçtan çıkmışlardı.

Peki bizdeki karşılığı ne oldu bu “ rezaletin”!

MEHMET ALİ AYBAR/BEHİCE BORAN/ SADUN AREN gibi değerli insanların kurduğu, parlementoyu 14 milletvekiliyle titreten TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ, ikiye bölündü.

Zaten hep öyle olur.

TÜRKİYE’nin bir kanadının tamamını  , Amerika denetler, bir kanadının bir kısmını da Rusya .

Hatta sadece SAĞI değil, amerikanın “ solu” da kontrol ettiğini söyleyebiliriz.

Bugün , 65 yılın bana verdiği fikri/özgürlük , güven ve zihin parlaklığıyla  konuşup, yazabiliyorum.

(( Bir sonraki yazımızda, MAHİR ÇAYAN ve arkadaşlarının, KIZILDERE’de, nasıl bir komploya kurban edildiklerini anlatacağız. Bademciklerinizi yutacaksınız…))

Fotoğrafını gördüğünüz yiğit MEHMET ALİ AYBAR, Sovyet rusyanın,ÇEKOSLAVAKYA’ya müdahalesini,açık bir işgal olarak niteledi ve abedenin, Vietnam’da kurduğu cehennemden farkı olmadığını söylese de, parti içindeki RUS sempatizanlarının duvarını aşamadı.

Çaresiz ,istifa etti “eliyle kurduğu” partisinden.

(( FERRUH BOZBEYLİ merhum da, DEMİREL’e karşı, parti içi demokrasisinde, merkezkal beslemelerin , “” tımar odaklarının”, devlet hazinesinin “üleşilmesini “ denetleyenlerin kurdukları duvarı aşamayınca, istifa etmişti.

Bugün değişen tek şey, el konulan KAMU KAYNAKLARININ miktarıdır. O kadar. ))

1980 yılının yazında, fazla kalamamıştım Mersin’de. AĞUSTOS ortasında, İstanbul’a döndüm.

Yıllarca, sağ ve soldaki arkadaşlara, sabah ülkücüyü/ akşama doğru da solcuyu  vuran silahın, AYNI SİLAH olduğunu anlatmaya çalışmış, başarısız olmuştum.

KESİN inançlılık.

SAPLANTILI tutuculuk.

Hayaletlere / hayali hikâyelere, surelere, “özlü sözlere”  inanarak, sözde sosyalist cennet ile sözde imani / Türkçü cennetleri “gerçek” zanneden arkadaşlara,sözüm yetmedi,  ulaşamadı.

O GÜN akaretler yokuşunda(*), alışılmadık bir trafik tenhalığı vardı.

Normalde, gündüz, BEŞİKTAŞ’tan yukarıya,Nişantaşı’na giden trafik, akşam 10’dan sonra, ters yönde akar, biz de,yokuş aşağıya inen trafiğin azalan sesini fırsat bilir,DERS çalışırdık.

SAAT onbir olmuştu.

MOBİLET bile akmıyordu aşağıya doğru.

AHMET, bu iş bitti dedi.

Dur bakalım dedim.

12’ye doğru yattık. Uyku tutmadı.Saat 3’e doğru uyandık.    

ÇAY demledik. Mutfakta ne varsa, yedik, karnımızı doyurduk. Süresini tahmin edemediğimiz bir AÇLIĞA hazırlandık.

Zemin katta , BAKKAL SIRRI abi vardı. Tam karşımızdaki kaldırımda  da, İKİZLERİN gazete(?) tezgâhı.

Evvela EKMEK gelirdi SIRRI ABİYE, süt,SONRA…

Gazete , en sona kalırdı.

EKMEK gelmedi.

AHMET’le Turgut, “ Baba,no’luyor” dediler bana.

“Süt”ü bekleyelim “dedim”…

BEKLEDİK.

“SÜT” de gelmeyince, tamam,yaptılar ama nasıl diye merak denizinin içinde çırpınmaya başladık.

Tan atmıştı. Büyük pencereyi açtık, YOKUŞUN Beşiktaş yönüne, deve boynu gibi eğilen zeminine, doğan güneşin ışıltısı vururdu, temiz sabahlarda.

Karşı kaldırım,sağ çaprazında da, VALDE ÇEŞME Meydanı vardı.

Güneş iyice kendini belli edince, “MEYDANDAN” POSTAL sesleri gelmeye başladı.

Bizler, pencereden sarkık vaziyette askerlere bakarken, “Dışarı çıkmayın, saat 10 gibi ,ÇEŞME BAŞINA ekmek gelecek, komşularınıza söyleyin” diye bize, seslendiler.

Bu arada, DUPÇEK’e ne mi oldu!

Belleğim beni yanıltmıyorsa, bu güzel insanı, önce Türkiye’ye “diplomat” olarak gönderdiler.

SONRA da , YAZIMIZIN başında , PRAGLI FRANC’ın tarif ettiği, PRAG MERKEZ parkına, “”çöpçü” olarak “tayin”” ettiler.

ÖLÜNCEYE kadar.

 

Bu yazı , SOSYALİZİM OLSUN, İSLAMİ OLSUN, TÜRKÇÜ OLSUN, hangi kılıkta ortaya çıkarsa çıksın, insan kanıyla beslenen…

HER TÜRLÜ Despotik yönetimlerin, anlayışların yalanlarına kanmayan ve kanmayacak olan YİĞİTLERE adanmıştır.

 



Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

    Bu Habere Henüz Yorum Yapılmamış..!



 
 HABERLER
 
TUTUNAMAMAK
NASIL BİR EDEBİYAT

Tarih : 17.12.2024
Devamı...
 
 
BÜYÜKEVİN HİKAYESİ
2.2. BÖLÜM

Tarih : 26.11.2024
Devamı...
 
 
 
 MAKALELER
 
BİR EMİNE ROMANI
İÇ DÜNYA ÖYKÜSÜ

Tarih : 10.01.2024
Devamı...
 
 
sonbahara merhaba
candan ve gönülden

Tarih : 14.10.2023
Devamı...
 
 
 
 GİYOTİN HAVUZU
 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
16. BÖLÜM

Tarih : 23.11.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK
TÜRKİYE / SONBAHAR 1

Tarih : 21.10.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
8. KISIM

Tarih : 1.08.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
7. KISIM

Tarih : 31.07.2024 |
Devamı...

 


 
 

 
 
ANASAYFA BİYOGRAFİ SIK KULLANILANLARA EKLE GİZLİLİK İLKELERİ İLETİŞİM


Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.

HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi | huseyinsungur.com © Copyright 2015-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA