ANASAYFA  |  ÖNERİ VE ŞİKAYET  |  İLETİŞİM

BİYOGRAFİ HABERLER MAKALELER GİYOTİN HAVUZU İLETİŞİM
BİR YAŞAM | HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi
  KADROMUZ
 
BİR YAŞAM

ÖZETİ OLARAK

3.1.

Derya ile NASA…

Anlatımızın bu kısmı , KARDİNAL CARLO MARIA MARTINETTI ile İtalyan yazar,düşünür,bilim adamı UMBERTO ECO’nın , yazışmalarına ithaf edilmiştir.

(( İtalyan GAZETESİ La Correra de la Serra , bir yazı dizisi hazırlamak üzere, yazar –akademisyen UMBERTO ECO ve psikopos-akademisyen  CARLO MARIA MARTINI’yi, görüş alış verişinde bulunmak üzere davet eder.

Tarafların yazışmaları, son derece yaratıcı ve taptaze bir fikir zemini oluşturmuş, insanlığın ,gelecekte barış ve sevgi ortamı üretebileceğine dair, büyük bir ümit geliştirmişti.))

Anlatımızın bu kısmında ise, biz, bu yazışmayı örnek alıp,ona öykünerek, birkaç yıl önce , evimize, haftalık temizliğe gelen, genç,namazlı ,aynı zamanda meraklı bir kadın olan Derya Hanım ile aramızda geçen ,sıra dışı olayı , szilerle paylaşmanın, ufuk açıcı bir keyfe ulaşacağını düşünüyoruz.

Dört yıl kadar önce, bir yayla kütüphanesine gönüllü verdiğim kitapları da dikkate alırsak, evim,depomuz ve Tarsus’taki anne ocağı dahil olmak üzere, tahmini kitap sayımızın , 2500 cıvarında olduğunu söyleyebiliriz.

Yeni evimizden, bugüne değin, dört tane haftalıkçı geldi, geçti.

Hiç birisi , Derya Hanım kadar, ilgi ve merak göstermediler.

Derya Hanım, erken yaşta evlenmiş, boşanmış, ikinci evliğiyle çok mutlu, bize, giderek tutkun olmaya başlamış, 37,38 yaşlarında, tesettürlü, namazlı,son derece çalışkan bir kadındı.Ona güvenimiz sağlamlaştığında, evin anahtarını ona da vermiştik. Çalışma günleri,erkenden gelir, mutlaka kahvaltısını bizde yapmasını isterdik.Çünkü, eşi,toptancı halde hamaldı ve her zaman iş bulamıyordu.Kahve ile cıgara içmeyi çok severdi.Kahvaltısını bitirdikten sonra, koridordan bana seslenir, masayı kaldırmadığını bildirirdi.

Ben de, yüksünerek kalkar, elimi yüzümü yıkadıktan sonra , kahvaltımı yapar, öncelikle temizlenmiş olan , kütüphane odamıza geçer, kapıyı kapatır, çalışmaya başlardım.

Birgün ,kahve molasını kütüphanede vermek istediğni seslenerek,bana da bir kahve yapmış, birlikte içmek istediğini söylemişti.

Kütüphanede kahveleri içerken,kitap raflarına bakarak,”Hep kütüphanen mi vardı abi” diye merakının giderilmesi yolunu açtı.

“Evet” dedim, “Dedem,annem-babam hep kütüphaneleri olan insanlardı.Ben de , o kitaplara baka baka büyüdüm.”

Bir gün, yine kahve molasında, eşim tlf da, Derya’nın benden şikayetçi olduğunu söylediğinde hayli şaşırmış, tamam ben hallederim,merak etme deyip,”Kızım,neden şikayet ediyorsun benden” diye sormuştum.

“Abi, kahvaltını yapıp,kütüphaneye çekiliyorsun,benimle hiç konuşmuyorsun, alınıyorum,yani ben,konuşulmayacak bir insan mıyım” diyerek, içini ,ivazsızca açmıştı.

Tamam,anladım, bundan sonra kahveleri birlikte içeriz,anlaştık mı deyince, memnuniyetini, hafif bir tebessümle bildirdi.

Fakat, bu merakın ,sırf tebessüm ve kahvede kalamayabileceğini,  hiç düşünemedim.

Sabah namazlarını evinde, öğle ve  ikindileri , bizde kılıyordu.

Ve bir gün , büyük silâh patlayacaktı, hiç ön bilgim olmamıştı.

Sabah ,mola kahvesini yapmış, kütüphaneye getirmiş, büyük , telli pencere açık olduğundan, kahvesine,cıgarasını katık etmesini istemiştim.

İyi de, bu kez gözleri iri iri vaziyette, belli belirsiz bir şaşkınlığı göstermemeye çalışarak,bana bakmaya başlamıştı.

“Gene ne oldu Derya “ dedim.

Belli ki, hakkımda önemli bir şey öğrenmiş ya da kulağına gelmiş olmalı ki, onu sorgulayacak hazırlıkta görünüyordu.

“Ablam geçende dedi ki, Hüseyin Abi Allaha inanmaz!”

“Doğru söylemiş “ dedim.

“Ama sizin allahınıza “ dedim.

Gözlerini kıstı , belli ki, hiç böyle bir yanıt beklemiyordu.

“Nasıl yani bizim allahımız abi “dedi!

“Kızım” dedim, “Şu anda, dünyamızda 500’e yakın din ve tahminen de, 150 ye yakın Allah var, bu dinlerin içine serpiştirilmiş.Sen ,istediğin kadar alemlerin rabbi olan yüce tanrım diye dua et, başkalarının umurunda bile değil.Onlar da, sizinkilerin umurunda değil.”

“Ben hiçbir şey anlamadım abi ama dediklerini de çok merak ettim  “ dedi.

“Kızım,sen kaça kadar okudun, hiç kitabınız kuranı okudun mu” dedim.

“Orta üçten ayrıldım, haftada bir ,mahallede bir ablanın yanına gidiyoruz” deyince, anladım, CÜZ takip ediyorsunuz değil mi dedim.

Çok şaşırdı.Bütün gücünü toplayarak,yüzüme çevirdi gözlerini,”Korkma, ne istersen sor, bildiğim kadarıyla anlatırım “ dedim…



Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

    Bu Habere Henüz Yorum Yapılmamış..!



 
 HABERLER
 
TUTUNAMAMAK
NASIL BİR EDEBİYAT

Tarih : 17.12.2024
Devamı...
 
 
BÜYÜKEVİN HİKAYESİ
2.2. BÖLÜM

Tarih : 26.11.2024
Devamı...
 
 
 
 MAKALELER
 
BİR EMİNE ROMANI
İÇ DÜNYA ÖYKÜSÜ

Tarih : 10.01.2024
Devamı...
 
 
sonbahara merhaba
candan ve gönülden

Tarih : 14.10.2023
Devamı...
 
 
 
 GİYOTİN HAVUZU
 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
16. BÖLÜM

Tarih : 23.11.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK
TÜRKİYE / SONBAHAR 1

Tarih : 21.10.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
8. KISIM

Tarih : 1.08.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
7. KISIM

Tarih : 31.07.2024 |
Devamı...

 


 
 

 
 
ANASAYFA BİYOGRAFİ SIK KULLANILANLARA EKLE GİZLİLİK İLKELERİ İLETİŞİM


Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.

HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi | huseyinsungur.com © Copyright 2015-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA