ANASAYFA  |  ÖNERİ VE ŞİKAYET  |  İLETİŞİM

BİYOGRAFİ HABERLER MAKALELER GİYOTİN HAVUZU İLETİŞİM
EKSİK OLMAYIN YAŞIYORUM | HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi
  KADROMUZ
 
EKSİK OLMAYIN YAŞIYORUM

13. BÖLÜM

EKSİK OLMAYIN

Yaşıyorum

12.00

 

Ölümle , çok erken yaşta tanıştım . NAMRUN yaylasında , 60 ya da 61 olmalı , dedem Burhanoğlu Kemal , sirozdan yatarken , atıyla gelen sıhhiyeci Yaşar AMCA , dedemin karnından su alırdı .

Sonra dedem , vefat etti .

Yaylalarda , o yıllarda , evin bir köşesine kurulan / çakılan , köşelerinden , dört ya da altı direk çıkılıp, üstü , uzun kavak ve benzer ağaç dalları ile örtülen , zeminine kilim serili , duvar ve korkuluklarına , uzun minderler yerleşik , bağdaş kurulup oturulan alana KÖŞK denirdi .

Köşkün etrafı ,uzun perdelerle çevrilmiş , ortada sal benzeri bir masa , dedemin cansız vücudu orda , üzerinde  yatıyordu .

Ben , arada , büyüklerin dikkatinden kaçarak , tahtın zeminindeki kerestelerin arasından  , dedeme bakardım . Sonra büyük kazanvari tencerelerde yemekler pişirildi ; etli sulu patates , pilav ve üzüm hoşafı . Nasıl unuturum ki !

Fazla geçmedi , yaklaşık on yıl sonra ,babam , Adana’da tedavi gördüğü hastanede yitti , gitti . Ondört yaşımda idim .

Bugün Tarsus’ta , BESİME HANIM , BUTİK OTEL olan büyükevimizde ,yıkandı , kefenlendi , defnedildi .

Sonra . Sonra , ülkemin ,gerçekten KARA delik mi , SOLUCAN deliği mi desem , yılları (m)başladı .

Bir taraftan , birbirimizi “ öldürüyorduk “, üniversitelerde , bir taraftan da , siyah beyaz , tek kanal TRT televizyonunda , CEYAR saati ( MEŞHUR DALLAS dizisi ) geldiğinde , ekran başına koşturuyor , sokakları boşaltıyorduk . Ardından gelen ,adını unuttuğum bir dizide , ( adı , zengin VE yoksulmuş, şimdi baktım gogıla ),yine bir kötü adam , bu defa da , FALKONETTİ çıkıyordu  karşımıza .

BU KÖTÜ adam ,FALKONETTİ , senatör CORDEŞ’in kardeşi , iyi kalpli NICK NOLTE’yi öldürmesin mi  !  ,

Ülke , HANİYSE bir yas havasına büründü , neredeyse ,BAYRAKLAR yarıya indirilecekti .

Öte yandan ,hergün salkım salkım öldürülen “ evlatları “için , MEMLEKET kılını kıpırdatmıyordu . Bugünler , sanki o günlerde belliydi .Yaşadık , biliyoruz .

Aradan yıllar geçti , 1996 yılında ,yeni kurulan bir siyasi partinin ,MERSİN İl tanıtım toplantısında , “ Daha dün SENATÖR CORDEŞ ‘in ,öldürülen kardeşi için YAS tutuyordunuz , tevede ,CEYAR başlayınca , dünyayınızı unutuyordunuz , şimdi de dikkatinizi KÖLE İZAURA dizisine veriyorsunuz ,allaha şükür , hangi yüzle bu toplantıya geliyorsunuz ki “ demiştim .

Genel Başkan , kalakalmıştı ,  benim bu  kendiliğinden gelişen “ azarlama “ tavrım karşısında . Salondakilerden de ,niyeyse , çıt çıkmamıştı .

Büyük Polonyalı romantik BESTECİ CHOPIN , romancı GOERGE SAND ‘ın evinde , Polonya diye diye , 17 Ekim 1849’da ,Paris’te ölür ve oraya gömülür .

Nazım da ,memleket diye diye Moskova’da ölmedi mi !

AİDİYET , kolay izah edilir bir iç dünya değildir . Siz , kendinizi mutlu ve esenlik içinde , daha da ötesi , garip bir ruhsal güvenlik içinde hissettiğiniz yer , AİT olduğunuz yerdir .  

Ne kadar külüstür de olsa , sokaklar , kırık dökük vitrinler , tamir yüzü görmemiş , yüz yıllık , duvarları yosun ve kesme taş kokan , yaşlı başlı  evler , size , her adımınızda , tasasız günlerinizin çeşmesinden , bir tas su içirir .

Eski mahallemde , ( MithatPaşa ),277.sokakta oturan , bir Emine Teyzemiz vardı . Aynı köydendik .Bir gün hastalandı , uzun süre yattı . Yetmişli yıllardaydık .

Toparlanır gibi olduğunda , oğlu Muhiddin Abi , yeni aldığı lacivert renosuyla , köye götürür . Çiftliğin avlusunda , birkaç saat oturup , köyün tozunu ,toprağını içine çeker .

Mahalleye dönerler ve kısa bir süre sonra da , “ emaneti “ teslim eder .

Bizler , insan cinsi olarak , öleceğini bilen , yegâne canlı türüyüz . Ama bu bize zor , çok zor geliyor . Onun yerine , başkalarını öldürmeyi , yok etmeyi seçiyoruz ; şu ya da bu şekilde .

Bilmeliyiz ki , yazıya ek olan fotoğrafta görüldüğü gibi , evrenin sonsuzluğu içinde , bir toz zerresi dahi olabildiğimiz , tartışma götürür .Yok olmayı kabul etmek , ya da düşünmek dahi  , psişik olarak bizleri çok zorluyor . Dünya yaşamı , bize tapulu sanıyoruz .

Dağ köylerimizden gelme , eski bir MHPLİ , Türkeş’in öldüğü günlerde ,kahvede sohbet ederken , bana ,dehşet bir açıklamayaı ,utana sıkıla yapmıştı : Hüseyin Bey , ben ,bu adam hiç ölmez zannederdim .

Böyle bir ifade , unutulur mu !

İşte geldik gidiyoruz , şen olasın Halep şehri…

 

 

 

 

 

 



Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

    Bu Habere Henüz Yorum Yapılmamış..!



 
 HABERLER
 
TUTUNAMAMAK
NASIL BİR EDEBİYAT

Tarih : 17.12.2024
Devamı...
 
 
BÜYÜKEVİN HİKAYESİ
2.2. BÖLÜM

Tarih : 26.11.2024
Devamı...
 
 
 
 MAKALELER
 
BİR EMİNE ROMANI
İÇ DÜNYA ÖYKÜSÜ

Tarih : 10.01.2024
Devamı...
 
 
sonbahara merhaba
candan ve gönülden

Tarih : 14.10.2023
Devamı...
 
 
 
 GİYOTİN HAVUZU
 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
16. BÖLÜM

Tarih : 23.11.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK
TÜRKİYE / SONBAHAR 1

Tarih : 21.10.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
8. KISIM

Tarih : 1.08.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
7. KISIM

Tarih : 31.07.2024 |
Devamı...

 


 
 

 
 
ANASAYFA BİYOGRAFİ SIK KULLANILANLARA EKLE GİZLİLİK İLKELERİ İLETİŞİM


Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.

HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi | huseyinsungur.com © Copyright 2015-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA